Uyuşmazlık, gayrimenkul telalığı iddiasından kaynaklandığından, dava konusu çekin iddiaya konu edilen bu ilişki nedeniyle verildiği, TBK’nun 520/III. maddesi gereğince gayrimenkul tellallığı akti yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmayacağından ve bu şekil geçerlilik şartı olduğundan geçersiz akde dayanarak tellallık ücreti istenemeyeceği ve geçersiz sözleşmelerde herkesin aldığını iade ile yükümlü olacağı-
Mahkemece, dava konusu çekte davalının ciro yoluyla hamil bulunduğu ve ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, davalı yanın çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu bulunduğunun kanıtlanamadığı ve böylece keşideci ile lehdar arasındaki şahsi def’ilerin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu bonoda ihdas nedeni olarak nekden kaydı bulunmasına rağmen çift taraflı talil sözkonusu ise ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği-
Yeniden yargılamayı gerektirmese de bozmayı gerektirecek maddi hatanın kararda yer alması halinde HMK’un 372. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına-
İlamsız takibe itiraz ederek durduran borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı üzerinde durulması çünkü 'hukuki yarar'ın dava şartı olup, mahkemece doğrudan doğruya gözetilmesi gerekeceği-
Mahkemece, “bir ödeme aracı olan çekin kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verilebileceği, davacının bu karinenin aksine olarak çeklerin yemek verilmeden davalı şirkete verildiği yolundaki iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-