Mahkemece, “yapılan yargılama sonunda, mutlak def’i olarak yetkili hamile karşı da ileri sürülebilen imza itirazının haklı ve yerinde olduğu” gerekçesiyle “davacının borçlu olmadığının tespitine, İİK.’ nun 72/5. maddesi gereğince alacaklının haksız ve kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından tazminat isteminin reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece internet bankacılığı konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılmak suretiyle , davacının şifresinin ele geçirilmesinde, tarafların müterafık kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği-
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olması dolayısıyla, bir illete bağlı olması gerekmeyeceğinden açılan menfi tesbit davasında, ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa ait olduğu, ancak senedi talil edenin, iddiasını kanıtlamak yükümlülüğü altına gireceğinden, somut olayda senet talil edilmediğinden ispat külfetinin davacıda olduğu düşünülerek sonuca varılması gerekeceği-
Mahkemece imza yönünden Adli Tıp Kurumu’ndan alınmış rapor hükme dayanak yapılmışsa da, davalı tarafından söz konusu rapora itiraz edildiğinde, davaya konu senedin keşide tarihi öncesi ve yakın zamanları da kapsayan yeteri kadar davacı imzalarının da toplanmak suretiyle yeniden bir bilirkişi kurulundan senetteki ciro imzasının davacıya ait olmadığı konusunda rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun bir sonuç dairesinden karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle verilen kararın bozulmasının gerekeceği-
Dava “itirazın iptali” olarak açılmış ise de, davacı talebinin “icra dairesinin yetkisine yönelik yapılan itirazla birlikte takibe konu çeklerin bir bölümünün bedelsiz olduğunun tespiti ile takibin iptali” istemine ilişkin olması sebebiyle, İİK’nun 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit davası niteliğinde olduğu gözetilmeden “icra mahkemesinin görevli olduğu” belirtilerek “görevsizlik kararı” verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Mahkemece “toplanan delillere göre, vade tarihinde mevcut olmayan bir lehtara borç ödemesi yapılmasının mümkün olmadığı, davaya konu bononun gerçek ya da var olan bir tüzel kişilik lehine düzenlenmemesi nedeni ile kambiyo vasfını taşımadığı” gerekçesiyle “davanın kabulüne, davacının takibe konu senet nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece “toplanan delillere göre, davalı tarafça dava dışı şirkete ...TL tutarında faturalar karşılığında mal satıldığı ve karşılığında davacı tarafından ödenen...TL’ lik ve dava konusu olan ...TL bedelli çek teslim alındığı, çekin bir ödeme vasıtası olması nedeniyle kural olarak malın teslimi ile birlikte keşide edildiğinin kabulü gerekeceği, davacı tarafça mal teslim edilmediği hususu ispat edilemediğinden ve davalı temsilcisi tarafından dava konusu çekin davacıya sattığı su bedeli olarak davacı tarafça verilip çekin ödenmediğine ilişkin yemin ettiği, tedbir kararı verilerek uygulandığından davalının %40 tazminat bedelinin kabulüne karar vermek gerektiği” gerekçesiyle “davanın reddine, toplam alacağın %40’ına denk gelen miktarda tazminatın davacıdan tahsiline” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davacı vekili senedin mal karşılığı olarak düzenlendiğini iddia etmesine karşılık, davalının senedin borç para karşılığı olarak düzenlendiğini savunarak senedin düzenlenme nedenini tatil ettiği davada, ispat külfetinin yer değiştirdiği, mahkemece kendisine ispat külfeti düşen davalı tarafa, senetten dolayı alacaklı olduğunu ispat olanağı tanınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Takipten sonra açılacak menfi tesbit davasında yetkili mahkemenin "davalının ikametgahının bulunduğu yer" veya "takibin yapıldığı yer" mahkemesi olduğu-