Uyuşmazlığın, bono nedeniyle davacının borçlu olup olmadığına ilişkin olduğu- Senedin düzenlenme tarihi olan 12.06.2018 tarihinde C. D.'in, davalı borçlu şirkette halâ pay sahibi olduğu ve şirketi tek başına temsil yetkisi bulunduğu, C. D.'in şirketteki ortaklığının ve münferit yetkisinin davacı şirketin kuruluş tarihi olan 11.01.2001 tarihinden 10.10.2018 tarihine kadar devam ettiği, senedin bedelsizliğinin ancak yazılı bir delille ispat edilebileceği, münferiden yetkili olan C. D. tarafından senedin muvazaalı olarak doldurulduğuna ilişkin somut bir delilin dosyaya sunulmadığı, söz konusu işlemin gerçek kişiler arasında değil, tüzel kişiler arasında gerçekleştiği ve her iki şirketin de farklı tüzel kişiliğe sahip oldukları dikkate alındığında somut olay açısından yazılı ispat kuralının geçerli olduğu; dava konusu senedin davalı borçlu şirketin ticari defterlerine işlenmemesinin, senede dayalı bir alacağın varlığını ortadan kaldırmayacağı-
HMK.'nin 350/2 ve 367/2. maddelerine göre, aile ve şahsın hukuku ile ilgili ilamlar ve taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara dair kararlar kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemeyeceği- İlamın bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tâbi olduğu- İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacağı- Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı, ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlı olduğu; dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm bölümünün de infaz ve icra takibine konu edilemeyeceği- İİK.'nin 72/4-5. maddeleri gereğince davanın esasına ilişkin verilen karar kesinleşmiş olduğundan ilamın fer'isi olan alacakların takibe konu edilmesinde hukuka aykırı bir durum olmadığı-
Bononun teminat senedi olduğunun ileri sürülmesi şahsi def'i niteliğinde olduğundan, bu hususun avalist tarafından ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
11. HD. 01.03.2023 T. E: 2022/1395, K: 1216
Dava, istirdat istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir...
Bonodaki yazıların farklı kalemle yazılmasının, tek başına bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı-
Senedin teminat amaçlı verildiğinin ya da senedin bedelsiz kaldığının yazılı delillerle ispatı gerektiği, bu hususta davacı tarafça yazılı bir delil sunulmadığından, davacı taraf iddiasını yemin delili ile de ispat edemediğinden davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Uyuşmazlık, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir...
Müşterek çocuğun özel okul eğitimiyle ilgili davalı eğitim kurumu ve dava dışı baba/eş arasında imzalanan sözleşmede taraf olarak yer almayan davacı eşin, TMK m. 188, 189 ve 327 çerçevesinde, dava dışı eşle birlikte eğitim bedelinden müteselsilen sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceği- "Müşterek üç çocuğun, birden çok eğitim yılı boyunca özel okulda eğitim aldığı gözetildiğinde, "çocukların davacı annenin rızası dışında özel okula kaydettirildiği" iddiasının genel hayat tecrübesi ile bağdaşmadığı, çocuğun eğitim giderinden kanun gereği anne ve babanın birlikte sorumlu olduğu, özel okula kayıt işlemi ve bundan doğan eğitim giderlerinin günümüz koşullarında evlilik birliğinin sürekli ihtiyaçları kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının temsil yetkisinin aşıldığı yönünde hâkim müdahalesini talep ettiği yönünde herhangi bir savunmada bulunmadığı, sorumluluğun sözleşmeden değil kanundan kaynaklandığı ve bu nedenle uyuşmazlığın sözleşmenin nispiliği ilkesiyle çözümlenemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-