6102 sayılı Kanun'un 626 ncı ve 629 uncu maddeleri gereğince müdürün şirkete özen ve bağlılık yükümlülüğü bulunmakta olup özenli bir temsilci, iyiniyet ve sadakat borcu gereği, temsil ettiği şirketin çıkarına aykırı olarak bir işlem yaparsa bu işlem kural olarak temsil görevinin dışında kalır. Bir başka deyişle, işlem için temsil edilenin yetki vermediğinin ve bu işlemin kural olarak temsil edileni bağlamayacağının kabulü gerekir. Bunun istisnası temsil edilenin temsilciye açıkça kendisiyle işlem yapma izni vermesi veya yapılan işleme sonradan icazet vermesi halidir ki, bu hallerde işlem geçerli olacağı - Dava dışı temsilci X'in dava konusu bonoyu, şirket yetkilisi olduğu dönemde keşide ettiği ve davacı şirket adına attığı aval imzasının müdürün şirkete özen ve bağlılık yükümlülüğü ile bağdaşmadığı, aval için kendisine verilmiş açık bir iznin veya icazetin varlığının iddia ve ispat edilmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, aval işlemi davacı şirket açısından bağlayıcı olmadığından, batıl, geçersiz olduğundan davacı şirket tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği -
Menfi tespit davasının reddine karar verilmesi ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair hüküm kurulması aranmadan tedbirin kendiliğinden kalkacağı ve İcra Müdürlüğü’nün ihtiyati tedbirin nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğine ilişkin kararının yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasında kambiyo senedinden kaynaklanan takip ilişkisi bulunduğu- Davacı bu dava ile takip kapsamında ödediği bedelin iadesini (istirdadını) davalıdan istemekte olduğundan taraflar arasında takipten sonra ödenen bedelin iadesi isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın; TBK genel hükümler sebepsiz zenginleşme kurallarına göre değil, takip hukuku çerçevesinde İİK m.72 gereği çözümlenmesi gerektiği- Bu nedenle, eldeki davada İİK m.72'de öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiği-
Her ne kadar Adli Tıp Kurumu raporuna göre taahhütnamelerdeki imzaların ..............'ın el ürünü olduğu tespit edilmiş olsa da bu tespite göre adı geçen kişinin borçlu olduğu anlamına gelmediği, kredi kullandırım mahsup fişleri ile hesaptan yapılan ödemeler için düzenlenen kasa tediye fişleri müşteri imzası bulunmadığından bankacılık usul ve esaslarına uygun olmadığı, mesai saati bitiminden sonra yapılan Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz 2005 aylarını kapsayan kredi açılış kapanış işlemlerinin davacı ................ gıyabında yapıldığı, kredi sözleşmelerine dayanılarak davacıya kredi açıldığı iddia edilen kredilerin kullandırımında müşteri imzası veya talimatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
Uyuşmazlık, icra takibinden dolayı davacının davalıya borcu bulup bulunmadığı ve davacı tarafından davalıya fazla ödeme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır...
Kambiyo senedine karşı menfi tespit isteminin yazılı belge ile kanıtlanması gerekip ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davalı alacaklının senet metnini talil mahiyetinde beyanı bulunmadığı, bononun niteliği itibariyle kendisine karşı ileri sürülen bedelsizlik ve sair iddiaların yazılı senetle ispatı gereken ve mücerret borç ikrarını içeren ödeme aracı olduğu, kayıtsız şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini içerdiği, yargılama sürecinde davacı tarafça takibe konu olan bononun söz konusu niteliğinin aksinin ispat edilemediği-
Çekin bir ödeme aracı olduğu, bir borcun tediyesi amacıyla verildiği, ticari satımlarda peşin alışverişin kural olduğu, satım sözleşmelerinde satım konusu mal ve onun bedelinin aynı anda ifa edildiği, davacı tarafın bu yöndeki yasal karinenin aksini kesin delillerle kanıtlaması gerektiği, davacının buna ilişkin olarak herhangi bir delil sunmadığı, kendi ticari defterlerinde alacaklı olduğu yönündeki kaydın ise sadece kendisini bağlayacağı, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranıp henüz teslim almadığı mallara karşılık davaya konu çekleri verdiğini yazılı bir belgeye bağlaması gerektiği-
Uyuşmazlık, taraflar arasında geçerli ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, davacı şirketten alacaklarını temlik alan asli müdahiller O. N. ve Firuze'nin şirketin borçlarından dolayı sorumlu olup olmadığı, kararın tavzihi ve tahsisi ile esasına dair taleplerin reddine ilişkin ek kararın yerinde olup olmadığına ilişkindir...