Davanın, icra takibine konu bonodan kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu- Davacıların bononun bedelsiz ve teminat olarak verildiğini yazılı delillerle ispatlaması gerektiği-. Bu nedenle mahkemece davalı alacaklı tarafından kabul edilen 30.000,00 TL ödeme dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-Ancak davacılar tarafından yapılan 30.000,00 TL’lik ödemenin takipten önce olması nedeniyle İİK 72/5 maddesi hükmü uyarınca ödeme yapılan 30.000,00 TL üzerinden davacılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlığın kambiyo senedi niteliğindeki bonoya dayalı icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu- Kambiyo senetleri TTK ’da düzenlenmiş olup TTK 4. ve 5. maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olması nedeniyle mahkemece 'görev dava şartının yokluğu' nedeniyle 'davanın usulden reddine' karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı-
Arsa sahipleri ile protokolde adı geçen şirket arasındaki sözleşmenin feshedilmesinden sonra adı geçen şirket tarafından sözleşmenin devrinin mümkün olmadığı, ancak arsa sahipleri ile protokolde adı geçen diğer şirket arasında yeni arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmakla protokolde kararlaştırılan sözleşmenin devri ediminin gerçekleştirildiğinin kabulü gerekeceği, bu nedenle protokolde kararlaştırılan edim gerçekleşmiş olduğundan, protokoldeki diğer yükümlülüklerin ve bu doğrultuda protokolün 8. maddesindeki davacıya karşı yerine getirilmesi gerekli olan yükümlülüğün de yerine getirilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası-
Menfi tespit davası-
İki adet çek dolayısıyla borçlu bulunulmadığının tespiti istemi-
Davacı tarafından açılan menfi tespit davasında takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı-
Menfi tespit davası-
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu tarihten önce kredi kartından kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalara bakma görevi 5464 sayılı Yasa gereğince Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu-
Davacı, davalıya avans olarak çek verdiğini ve ancak davalının çek bedeli kadar malı teslim etmediğini ileri sürmüştür- Karine olarak çek bir ödeme aracı olup avans olarak verildiğinin yazılı delillerle iddia eden tarafından ispat edilmesi gerekeceği- Davalı, taraflar arasında herhangi bir mal alışverişinin bulunmadığını, çekin alacak karşılığı verildiğini ileri sürmüştür- Davacının defterlerinde çekin kayıtlı olması, tek başına dayanak belgelerle doğrulanmadığı takdirde 'söz konusu çekin avans olarak verildiğini' ispata yeterli olmadığı-