Keşideci davacı tarafından çekteki lehdar cirosundaki imzanın sahte olduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasında, 6762 sayılı TTK' nun 589. maddesi ; ''Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden helal gelmez.'' gereğince, 6762 sayılı TTK' nun 730/3. maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanacak olup somut olayda, davacı keşideci, davaya konu çekteki kendi imzasını inkar etmediğinden, mahkemece uyuşmazlığın imzaların bağımsızlığı (istiklali) ilkesi gözetilerek çözümlenmesi gerekeceği-
Alacaklının icra müdürlüğünden yetki alarak açtığı ortaklığın giderilmesi davasının, 6762 Sayılı TTK'nun 662. maddesinde öngörülen nitelikte zamanaşımını kesen bir dava olmadığı, o halde, borçlu-davacının isteminin kabulü ile İİK'nun 71/2. ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceği-
Çekteki 3. ciranta imzası davacıya ait olmayıp sahte olduğu tespit edildiğine göre davacı bu cironun sahteliği tespit olunan çek nedeniyle sorumlu olmaz ise de çekteki diğer ilgililerin imzasına bir halel getirmeyeceği- E. yazılı bir çekin, herhangi bir şekilde önceki hamillerden birinin elinden çıkması halinde, çeki elinde bulunduran son hamile karşı, ancak, çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde istihkak davası açılabileceği- Senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; yani kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamilin korunacağı- Ceza mahkemesinde tespit edilen maddi vakıa hukuk mahkemesini bağlayacağından, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçundan açılan ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerektiği-
Borçlu, "çeklerin elinden rızası dışında çıktığını, kendisinden sonra ciro silsilesinde yer alan cirantalar ile aralarında hiçbir ticari ilişkinin olmadığını ve dolayısıyla hamile borcunun bulunmadığını" iddia etmiş ise de, bu def'ileri hamile karşı ileri süremeyeceği gibi, hamilin, çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini de kanıtlayamamış olduğundan, mahkemece, takibin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Yatırması gereken ilk taksidi süresinden sonra icra dosyasına yatırılarak taahhüdün ihlal edilmesi sebebiyle zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacağı- Borçlunun icra dosyasına yatırdığı paranın alacaklı tarafından dosyadan çekilmesi ile -bu işlem icra takip işlemi olmadığından- zamanaşımını kesmeyeceği-
Zamanaşımını kesen sebeplerin “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” ile sınırlı olduğu-
Bonolar üzerindeki lehtara ait olan ciranta imzasının, ciranta olarak görülen kişiye ait olmamasının, keşideci ve avalistin sorumluluğunu etkilemeyeceği-
“İmzaların istiklali ilkesi” olarak da ifade edilen ve Türk Ticaret Kanununun 730/3 hükmü uyarınca çekler hakkında da uygulanan bu hüküm uyarınca, cirantanın imzasının sahte olması, çekteki imzasını inkar etmeyen keşideci davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı-
Menfi tespit davası zamanaşımını keseceği ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı işlemeyeceği-