Davalıya duruşma gününü bildirir davetiyenin, davalı şirketin yetkili mümessillerinin hangi nedenle tebligatı alamayacak durumda oldukları belirtilmeksizin adreste çalışan işçi ...... imzasına tebliğ edildiği, bu durumda davetiyenin Tebligat Yasası ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinin kabul edilemeyeceği, davalıya usulüne uygun duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatifin ticaret sicil adresine tebligat yapılarak öncelikle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Tebligatı alan şahsın şirket yetkilisi olmadığı anlaşıldığından ve sebep belirtilmediğinden, tebligatın şirkete yöntemine uygun şekilde tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceği-
Davalı şirket temsilcisinin orada bulunup bulunmadığı veya tebligatı alacak durumda olup olmadığı belirtilmeksizin daimi çalışan imzasına tebliğ edilen tebligatın usulsüz olduğu- Usulsüz tebligata dayalı olarak davalının yokluğunda karar verilmiş olmasının doğru olmadığı ve davalı asilin yöntemine uygun şekilde duruşmaya çağrılarak yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Borçlu şirkete çıkartılan ödeme emri tebligatının “aynı işyerinde daimi çalıştığını işçisi olduğunu beyan eden …’e tebliğ edildi” şeklinde tebliğ yapılmış olup yetkilinin tebliğ saatinde orada olup olmadığı araştırılmamış olduğundan ve bu durum tebligat mazbatasına da tevsik edilmediğinden usulsüz olduğu-
Borçluya kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi gereğince ticaret şirketi yetkili temsilcisinin tebliğ yerinde hazır olmaması halinde, tebligatın tüzel kişinin o yerdeki memur ve müstahdemlerinden birisine yapılması gerekeceği; borçlu şirkette çalışmayan kişiye yapılan tebligatın geçerli olmayacağı-
Avukatlık Kanunu’nun 41., Tebligat Kanunu’nun 11. ve HMK’nun 73. maddesi gereğince; vekille takip edilen dava ve takiplerde her türlü tebligatın vekile yapılması gerekeceği ve bu durumda, icra emrinin vekile tebliği zorunlu ve yeterli olup, ayrıca borçlu asile tebliğ edilmesi gerekmediğinden, asile çıkarılan tebligatın usulüne uygun olmaması sonuca etkili olmadığı- Muhatabın tebliğ sırasında orada bulunmadığı saptanmadan tebligat yapılamayacağı-
7201 Sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminde haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı; muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Borçlu şirketin tebliğ tarihindeki yetkili kişileri tespit edilerek , tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Yasasının 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü’nün 18. maddesi kapsamında usulüne uygun olup olmadığı saptanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-