Tebligatları alan vekiller davalı şirketi temsile yetkileri bulunmadığından davalı kiracıya usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceği, bu durumda mahkemece davada taraf teşkili sağlanmadan, davalı kiracının savunma hakkı kısıtlanarak işin esasının incelenmesinin hatalı olduğu-
Davalı şirketin yetkili temsilcisinin tebligatı almama sebebi açıklanmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Borçlu şirket yetkilisinin tebligat anında cezaevinde bulunması tebligatın geçersizliğine neden olmayacağı, İİK mad. 168/5 uyarınca 5 günlük itiraz süresi içerisinde borçlu yetki itirazında bulunmadığından itirazın süre yönünden reddi yerine itiraz dilekçesinde alacaklının isminin yanlış yazıldığından bahisle usulden ret kararı verilmesi isabetsiz olmakla birlikte anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından ve sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onandığı-
Dosyadaki tebligat evraklarının incelenmesinde, davalı şirket adına çıkarılan dava dilekçesinin ve duruşma günün tebliğine ilişkin tebligat evrakının “daimi işçisine” tebliğ edildiğinin belirtildiği, ancak şirket yetkilisinin adreste bulunup bulunmadığı, bulunmuyor ise ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmediğinden, davalı şirkete yapılan, dava dilekçesi ve duruşma günün tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğu, davalı vekili de temyiz dilekçesinde davadan ve duruşma gününden haberdar olmadığını belirttiğine göre davada usulüne uygun taraf teşkili sağlandığından bahsedilemeyeceği-
Davacı tarafça davalı şirkete gönderilen ihtarname şirketin daimi işçisi imzasına tebliğ edilmiş ise de yetkili temsilcisinin adreste bulunup bulunmadığı, adreste bulunmadığı halde ise bulunmama nedeninin araştırılmadığı, bu şekilde yapılan tebligatın usulsüz olduğu, bu durumda davalıya gönderilen ihtarname usulsüz olarak tebliğ edildiğinden süresi içerisinde fesih ihtarının gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği-
Duruşma tebligatının davalı şirket temsilcisinin orada bulunup bulunmadığı belirtilmeksizin doğrudan şirket çalışanı imzasına tebliğ edildiği, bu haliyle tebliğ işleminin Yasa'da belirtilen usule uygun olmadığı-
Mahkemece davalıya dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Duruşma davetiyesi davalı şirketin yetkili temsilcilerinin orada olup olmadığı veya tebligatı alacak durumda olup olmadıkları belirtilmeksizin daimi işçi .....’ya yapıldığından, yapılan tebliğ işlemi usulsüz olup, mahkemece duruşma davetiyesinin usule uygun yapıldığından bahisle yargılama yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığı- Davanın tarafları Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi hükmü kapsamında hukuki dinlenme hakkına sahip olup hakimin davanın taraflarını dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği-
Tebligat yasasının metninde, yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya 21/2'ye göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2'ye göre tebligat yapılacağının önemle vurgulanmış olduğu, ayrıca Tebligat Yönetmeliğinin 79.maddesinde T.K.'nun 21/2.maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağının belirtilmesi bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı,istisna olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğunu da göstermekte olduğu- İlk defa bildirilen adres kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliğininin 30.maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerektiği- Savunma hakkı ile tebligat müessesinin birbirne sıkı sıkıya bağlı olduğu- İcra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkün olacağı, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciye yöneltebilmesinin usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabileceği- Satış ilanı davetiyesinin üzerine “mernis”yazılarak TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre tebliğe çıkarılmasının ve dağıtıcı tarafından TK.'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usule aykırı olduğu-
Tebligatın yapıldığı kişinin şirketi temsile yetkisi bulunmayan şirket ortağı olduğu anlaşılmakla satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu-