Mahkemece; haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sonucu davalının cezasından indirim yapılması hususunun, Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca hukuk hakimini de bağlar nitelikte kesinleşmiş maddi olgu halini aldığı, kurumun rücu hakkının, kanundan doğan kendine özgü ve bağımsız rücu hakkı niteliğinde olması nedeniyle, tahrik indirim hallerinin Türk Ceza Kanununun 29. maddesinde 1/4 ile 3/4 arasında olduğu, müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü, asgari hadden ceza verilmesi halinin %75 indirim oranına, üst hadden ceza verilmesi halinin ise, %25 indirim oranına karşılık geldiği gözetilerek, rücu alacağından Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddelerine göre indirim yapılarak, orantı kurma yöntemi ile 15 yıl hapis cezasının asgari ve azami had arasında hangi indirim oranına isabet edeceği tespit edilip, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Rücuan tazminat davalarında faiz başlangıcının bağlanan gelir yönünden tahsis onay tarihi olduğu halde, aylık ödemelerinin başladığı tarihten itibaren faiz işletilmesinin yerinde olmadığı-
Mahkemece verilen ilk hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden ilk hükmün kesinleşmiş olduğu dikkate alınmadan diğer davalılar lehine olan bozma ilamına uyularak verilen yeni hükümden bu davalılar da yararlanacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından; bu gibi taşımalarda tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerektiği-Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olması gerektiği- Desteğin alkollü olduğunu bildiği araca binmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğu nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiği- Eşin evlenme ihtimali değerlendirilirken kaza tarihindeki yaşının esas alınması gerektiği-
Ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin tazminattan tenzil edildiği, mahkemece ilgili kurum tarafından davacılara bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığının araştırılmadığı, tabi ise herhangi bir rücu davası ya da tahsilatı olup olmadığının araştırılması gerektiği- 5510 sayılı kanun gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, üçüncü kişilerden ancak bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı oranında rücu talebinde bulunabileceği, somut olayda davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin tamamının tazminattan tenzil edilmesinin hatalı olduğu- cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu, mahkemece cenaze giderleri yönünden herhangi bir araştırma yapılmadığı, belediyelerin ilgili birimlerinden, müftülükten o yörede ölüm nedeniyle yapılan cenaze ve defin giderlerinin neler olduğunun ve ne kadar masrafla yapılacağı hususunun sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-