Davalının vekil tayin ettiği dava dışı kişinin çok geniş yetkilerle davalıyı temsil ettiği, TBK. mad. 547 gereğince, dava dışı vekilin ticari temsilci olduğu ve bu nedenle davalı adına tüm hukuki işlem ve eylemleri gerçekleştirebileceği- Davacı ile dava dışı  kişi aktedilen kredi sözleşmesinde, davalının adının yanındaki imzanın ticari temsilcisi dava dışı kişi tarafından davalı adına ve hesabına atıldığının anlaşıldığından ve somut olayın özelliği itibariyle, ticari temsilci tarafından vekaleten imza atıldığı yönünde bir ibarenin bulunmamasının sonuca etkili olmadığından, dava dışı vekilin, davalı adına ve hesabına vekaleten üçüncü kişiler lehine kefalet verme yetkisinin bulunduğunun kabulü gerektiği-
Ticari temsilcinin, gerçek anlamda ortak olmadıkça, bağımsız hareket etmedikçe ve murahhas üye olmadığı sürece, iş ilişkisi kapsamında çalıştığının kabulü gerektiği- Davalılar hukuki ve kişisel olarak işverene bağımlı çalışıyor ise arada iş ilişkisinin, bağımsız çalışıyor ise vekalet ilişkisinin olduğu, yönetim kurulu murahhas üyesi veya ortak ise kişinin organ sıfatı ile ortaklık ilişkisi kapsamında çalıştığının kabulü gerektiği-
Kanuni rehin hakkı tanınması istemi-
Kiracının açtığı faydalı ve zorunlu masraf ve kiralananda kalan demirbaşların bedelinin tahsili, birleşen dava kiraya veren tarafından açılan tazminat istemine ilişkin davada, mahkemece davaya konu fabrikanın yetkisiz ortak tarafından davacı şirkete kiralanmasında, davacı kiracı şirketin kusurlu olup olmadığı üzerinde durularak sonucuna göre birleşen davada tazminat istemi yönünde karar verilmesi gerektiği-
Davacının davasını dayandırdığı hukuki temellerin ortadan kalktığı, dava konusu çeklerin lehdarı davacı olduğu halde dava konusu çekleri şirket çalışanı ...'in nasıl ele geçirdiği ve kanuna aykırı şekilde elde etme varsa bu konuda bu şahsa karşı nasıl bir hukuki ve cezai işlem yapıldığının dava dilekçesinde açıklanmadığı, davacı çek bedellerinin kendi hesabına geçmesini istiyorsa söz konusu çekleri tahsil cirosu ile ve çek tevdi bordrosuna bağlı olarak kendi bankasına vermesi gerektiği, aksi halde elden tahsil edilen çeklerin bedelinin çekleri ödeyen banka tarafından çeki tahsil edenin hesabına yatırılması şeklinde bir bankacılık uygulaması bulunmadığı, dava konusu çeklerin bedeli 595.670,00 TL olup bu büyüklükteki bir para hareketinin gerçekleşmesinin takipsiz bırakılması veya gerçekleşmediğinin uzun süre sonra bir dava nedeniyle tesadüfen öğrenilmesinin ticari hayatın gerçekleriyle uyumlu görülmediği-
Bazı şahıslara gümrük işlemleri için yetki verildiği görüldüğünden TBK. mad. 547 ve 551 hükümleri üzerinde durulup, tartışılarak davalı şirket tarafından şahıslara yapılan ödemelerin davacı şirket adına yapılıp yapılmadığı ve davacı şirketin hesabına girip girmediği ayrıca davacı şirketin dava dışı başka şirketlerle girdiği benzer ticari ilişkilerde, dava dışı şirketler tarafından şahısların adlarına yapılan herhangi bir ödemenin davacı şirketçe kabul edilip, hesaba dahil edilip edilmediğinin ticari defter ve tüm kayıtlar üzerinden incelemeyle belirlenmesi gerektiği-
Ticari vekilin müvekkilini kambiyo taahhüdü altına sokabilmesi için, bu konuda kendisine açıkça yetki verilmiş olması gerektiği- Vekaletnamede çek düzenleme yetkisinin bulunmasına rağmen kambiyo senedi ya da bono tanzim etme yetkisinin bulunmayan ticari vekilin imzaladığı bono nedeniyle şirketin sorumlu tutulamayacağı-
Temerrüt faizinde faiz oranının tacirler arasında serbestçe belirlenebileceği-
Adi ortaklığın yetkili temsilcisince, “adi ortaklık” adına imzalanmış çekten dolayı, diğer ortağın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor