Somut olayda, 23.06.2020 tarihli açık artırma ilanında belirtildiği üzere taşınmaz tapu kaydındaki intifa hakkı şerhi ile birlikte satışa çıkarılmış, bu husutaki icra memur muamelesi şikayet konusu yapılmadan ihalenin gerçekleştiği; bu durumda; satışın yapıldığı icra takibinin dayanağı olan ipotekten sonra konulan intifa hakkı şerhinin terkini talebinin dar yetkili icra mahkemesinde görülemeyeceği, yargılamanın genel yetkili mahkemede yapılması gerekeceği-
İhaleye konu taşınmazın açık artırma şartnamesi ve tutanağında taşınmazın kira şerhi ile yükümlü olarak satılacağı ve şerh ile birlikte tescil edileceği açıkça belirtildiğinden ihale alıcısı alacaklının kiracının tahliyesine ilişkin muhtıra gönderilmesine dair talebi yerinde olmadığı-
İpotek yapılmış olan taşınmazı borçlu alacaklının rızası olmaksızın başkasına kiraya verir ve keyfiyeti tapuya tescil ettirirse bu tescil ipotekli alacaklının hakkına tesir etmeyeceğinden, alacaklının taşınmazın kira şerhinden ari olarak satışını istemesi gerekmeyeceği-
Borçlu davalı tarafından kendisi hakkında kira alacaklarının tahsili için yapılan icra takibinden önce, istenen aylar kira paralarının muhtırada belirtilen, ipotekli taşınmaz malikinin borçlu olduğu ve ipoteğin paraya çevrilmesi talep edilen icra dosyasına ödendiği, yapılan bu ödeme ile birlikte kiracı kiralayana olan borcunu ödemekten kurtulmuş olup mahkemece kira borcu ödendiğinden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi, ipotekten önceki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelemiş bir sözleşmeye dayalı olarak taşınmazı kullandığını ispat edemediğine göre, kira sözleşmesinden doğan şahsi hakkını ihale alıcısına karşı ileri süremeyeceği-
Alacaklının İİK.’nun 150/b maddesi uyarınca icra dairesine başvurarak “kira paralarının takip dosyasına yatırılmasını” istemiş olmasının, kiracının kiracılık sıfatının kabul edildiği anlamına gelmeyeceği-
İpotek kurulmasından veya haciz konulmasından sonra, alacaklının rızası olmaksızın borçlunun taşınmazı üzerinde bir yükümlülük kurması halinde, bu durumun alacaklıların haklarını etkilemeyeceği; alacaklının, taşınmazın “bu hakla” ya da “bu haktan ari olarak” arttırmaya çıkarılmasını isteyebileceği-
İcra ve İflas Kanununun 91. maddesi hükmünce gayrimenkulün haczi ile tasarruf hakkının, Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olacağı-Yine yasanın 1010. maddesine göre, tasarruf yetkisi kısıtlamaları şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebileceği- İcra ve İflas Kanunun 132. maddesine göre borçlunun alacaklının rızası olmadan hacizli taşınmaz üzerindeki tasarruflarının da alacaklının haklarını ihlal edemeyeceği ve onu ihlal ettiği ölçüde de bu tasarrufların geçersiz olacağı-
Adi yazılı kira sözleşmesinin, vergi kaydının, SSK belgesinin, elektrik faturasının, su faturasının, telefon tesis belgesinin, vergi dairesi yoklama fişinin, sanayi sicil belgesinin, marka tescil belgesinin, kira ödeme makbuzlarının, İİK.nun 135/2. maddesinde öngörülen ve kiracı sıfatını belgeleyen resmi belgelerden sayılmayacağı- Kira paralarının istenmesinin, İİK.nun 132-135. maddelerindeki hakları da ortadan kaldırmayacağı-
İİK’nun 150/b maddesi uyarınca kira paralarının istenmesinin İİK’nun 132 ve 135. maddelerindeki hakların kullanılmasına engel teşkil etmeyeceği–
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor