Davadan feragat, HMK.'da düzenlenen özel yetki verilmesini gerektiren hallerden olduğundan, mahkemece, davadan feragat eden vekil adına " davadan feragat yetkisini içerir " vekaletnamenin temin edilerek gönderilmesi, vekaletnamenin sunulmaması halinde ise davacıya, yapılan işleme icazetinin bulunup bulunmadığının sorulması ve belirtilen eksikliklerin tamamlanmasından sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda şirket aktiflerinin ve özellikle araçların keşif yapılmak sureti ile tespit edilecek rayiç değerlerine göre borca batıklık miktarı belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile tespit edilen borca batıklık miktarının hükme esas alınması doğru görülmediği gibi, iyileştirme projesinde belirtilen sermaye arttırımı taahhüdünün gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin araştırılmadığı, mahkemece borca batıklığın tespiti ile iyileştirme projesinde taahhüt edilen sermaye arttırımının gerçekleşmemesi halinde iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcılıktan uzak olacağı dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- HMK'nın 74/1. ve TBK'nın 504/3. maddesi gereğince vekilin iflasın ertelenmesi davası açabilmesi için özel yetkili kılınması gerektiğinden dosyadaki davacı vekaletnamesinde bu hususta bir yetkiye rastlanılmadığından özel yetkiyi ihtiva eden vekaletnameyi ibraz etmesi için davacı tarafa süre verilerek anılan eksiklik giderilmeden yargılamaya devam edilmesinin doğru olmadığı-
Davacıların davadan feragatine ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekiline ölüm kaydı düşürmek üzere dava açmak için yetki ve izin verilmesine karar verildiği anlaşıldığından; dosyada HMK'nun 74. maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı-
Uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup kabulün HMK’nın 308. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucuna muvafakat etmesi olduğu- Davayı kabulün HMK'nın 310. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye değin yapılabilecek olup karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
Dava şartlarının bulunmaması halinde davanın usulden reddi gerekeceği, ne var ki, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin önel verilmesi, bu önel içinde noksanlığın giderilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğundan reddin gerekeceği-
Uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragatin hüküm kesinleşinceye değin yapılabileceği ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
HMK.'nın yürürlüğünden sonraki vekaletnamelerde ahzu kabz yetkisi olmasa bile avukatın parayı çekebileceği-
Borçlu vekilinin vekaletnamesinde davadan ve kanun yollarından feragate, kabul, sulh gibi en geniş anlamda feragat kabul yetkilerinin mevcut olduğu görüldüğünden, mevcut vekaletname, HMK'nun 73/1. maddesi kapsamında genel vekaletname olup, bunun takibe itirazdan vazgeçme yetkisini de kapsayacağı-
TMK mad. 297 uyarınca; tanımanın iptali davasının anaya ve çocuğa karşı açılacağı, 426/2 uyarınca; yasal temsilcisi (annesi) ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı hükme bağlandığından, olayda küçüğe kayyım atanması gerektiği- Davanın kamu düzenini ilgilendirmesi bakımından kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın soybağının doğru olarak tespit edilmesi zorunlu olduğundan, iddia ile ilgili olarak mahkemenin belirleyeceği resmi bir kuruluştan DNA incelemesi yaptırılması gerektiği hususu gözetilmeden salt taraf beyanları ve mahkeme dışı davalı tarafından özel bir merkezden alınan rapora itibar edilerek, davanın kabulüne karar verilemeyeceği- Tanımanın iptali davası açma ve bu davayı takip etme, şahsa bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olup, vekaletnamede özel yetkinin varlığının gerektiği-.
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor