Mahkemece taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği, taraflar arasındaki sulh protokolü değerlendirilerek bir hüküm verilmesini teminen İlk Derece Mahkeme kararının sulh nedeniyle bozulması gerektiği-
Babalık davasının Cumhuriyet savcısına ve Hazine'ye ihbarı zorunlu bulunduğu halde hazineye ve Cumhuriyet savcısına dava ihbar olunmadan, davacı vekilinden babalık davasını açabilmesi için özel yetki içeren vekaletname alınmadan yargılamaya devamla işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dosya içerisinde, davalı ........ Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekilinin vekâletnamesi ya da usulünce düzenlenmiş yetki belgesi bulunamadığından, HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca davalıya HMK’nın 74. maddesine uygun vekâletname ibraz etmesi için kesin süre verilmesi, verilen vekâletname aslı veya onaylı örneğinin dosya içerisine sunulması, vekâletname aslı veya onaylı örneğinin sunulmaması durumunda ise yerel mahkeme direnme kararının davalı ............. Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na tebliğ edilerek, tebligat parçalarının dosya içerisine eklenmesinin gerekli olduğu-
Feragat ve kabulün kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı- Hukuki netice doğuracak bir iradenin TBK’da belirtilen iradeyi sakatlayan hata (yanılma), hile (aldatma), ikrah (korkutma) gibi bir sebebe dayalı olarak yapıldığının saptanması halinde, anılan iradenin hukuki bir netice doğurmayacağı, böylesi bir iradeye de hukuki sonuç bağlanamayacağı- Feragatin davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması nedeniyle feragatten dönülmesi olanaksız ise de, davacı tarafın feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebileceği- Davacı vekilinin davadan feragat beyanını hata hile yolu ile davacı asilin iradesi sakatlanarak alındığı iddiasına dayalı feragat beyanının geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkin dava değerlendirildiğinde; davacının davadan feragat beyanından kısa bir süre sonra vekili azlettiği, hakkında şikayette bulunduğu ve davaya katılarak davayı sürdürmek iradesini ortaya koyduğu, bütün bu maddi olgular babalığın hükmen tespiti yönünden davacının lehine iken, davacının davadan feragat etmesinin hayatın olağan akışına ters düştüğü ve (davacının) davadan feragat beyanını iradesini sakatlayan hata (yanılma) hali ile verdiği ve bu beyanın geçersiz olduğunun kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacılar vekili Av. ... temyizinde asıl dava yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu ancak birleşen dava yönünden feragat iradelerinin olmadığını belirttiğinden, bu durumda mahkemece vekilin özel yetki gerektiren bir işlemi yetkisi olmadığı halde yaptığı, asilin bu işleme icazeti konusunda herhangi bir bilgisinin bulunmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davalar yönünden davacı asillerin veya geçerli vekaletnamesi olan vekillerinin, her iki dava yönünden ayrı ayrı davadan feragat veya davayı takip iradeleri belirlenmeden birleşen ........ Asliye Ticaret Mahkemesinin ............ E sayılı dosyası yönünden de tek bir hükümle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Temyiz istemine konu kararın verildiği 22.01.2019 tarihte, temyiz (kesinlik) sınırının 3.200,00 TL olarak değiştiren hüküm yürürlükte bulunduğundan 1.500,00TL olan uyuşmazlığa konu miktar bu sınırın altında kalması sebebiyle karara karşı temyiz yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı-
Davacı vekilinin vekaletnamesinde istinaf kanun yolunu da kapsayacak şekilde kanun yollarından feragata dair yetki verilmemiş olduğundan öncelikle feragata dair karar verilebilmesi için, davacı vekiline, söz konusu özel yetkiyi kapsar şekilde vekaletnamenin dosyaya ibrazı için müzekkere yazılmasına, vekilin müzekkereye cevap vermemesi veya yerine getirmemesi halinde ise davacı asıl tarafa aynı yasanın 77. Maddesi gereğince feragatin kabulüne dair dilekçeyi dosyaya ibrazı için müzekkere yazılmasına, yazılan müzekkerede söz konusu eksikliğin giderilmemesi halinde mevcut duruma göre dosyanın inceleneceğinin belirtilmesin ve eksiklikler giderildikten sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerektiği-
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olduğundan; davanın vekil eliyle açıldığı hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmesinin gerektiği, vekile özel yetkinin verilmediği durumlarda mahkemece, tarafa uygun süre tanınmasının gerektiği- Bütün mirasçıların, davalı sıfatı ile davaya katılmaları ile taraf teşkilinin sağlanacağının, mahkemece re'sen gözetileceği- İptaline karar verilen kaydın, davacının bekarlık kaydı olup olmadığı araştırılmadan, nüfus yer değiştirme tutanakları ve nüfus hareketlerine ilişkin diğer tutanaklar getirtilip, gerektiğinde bilirkişi raporu aldırılıp veya somut olaydaki iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, oluşacak sonuca göre adı geçenlerin aynı kişiler olduğunun tespit edilmesi halinde, her iki hane arasında bağ kurulmasına ve davacının bundan sonraki aile ve nüfus hareketlerinin kullanmakta olduğu olduğu kayıt üzerinden devam etmesine karar verilmesi gerekirken, davacının baba hanesinde olduğu kabul edilen nüfus kaydının iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı vekili tarafından temyiz dilekçesine ekli olarak sunulan ve davalı ile davacı vekili tarafından imzalanan protokolde; "işbu dava sonucunda verilen karardan kaynaklanan borcun tüm fer'îleri ile işbu davaya konu sözleşme nedeniyle davalının davacıya toplam ....TL ödeme yapacağının" kararlaştırıldığı, "ayrıca ödemenin yapılması durumunda davacının davalıdan işbu dava ve davaya konu sözleşme gereğince hiçbir talepte bulunmayacağının" belirtildiği, yine "ödeme yapıldığında davalının tüm sonuçları ile ibra edileceği" hususunun kararlaştırıldığının anlaşıldığı, söz konusu protokol gereğince davalı tarafından ciro edilerek davacıya verilen toplam ....TL bedelli çeklerin davacı tarafından tahsil edildiğinin de taraf beyanları ile sabit olduğu, hâl böyle olunca yerel mahkemece, temyiz aşamasında davacı tarafça dosyaya sunulan protokolün, tarafların karardan sonra eldeki davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak aralarında anlaşmaya vardıkları ve bu nedenle söz konusu protokolün davaya son veren taraf işlemi niteliğinde olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- "Taraflar arasında karar tarihinden sonra imzalanan protokolün mahkeme kararının infazına yönelik bir anlaşma niteliğinde olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-