İhalenin feshi istemi HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava olmadığına göre, ihalenin feshi davalarında davayı kabul mümkün olup, kabulün sonuç doğurması için borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerekeceği-
HMK'nun 307, 308 ve 314. maddesine göre feragat, kabul ve sulhun, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve sulh, feragat ve kabulün kesin bir hükmün sonuçlarını doğurarak davayı sona erdireceği-
Kural olarak tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkileri bulunduğundan, yani medeni usul hukukunda taraflarca tasarruf ilkesi uygulandığından, davanın açılmasından sonra hüküm kesinleşinceye kadar davanın kabulünün mümkün olduğu ve kabulün etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurduğu, karşı tarafın rızasına bağlı olmadığı-
Kabulün, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesi olduğu-
Kabulün, ancak, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğuracağı, davayı kabulün, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, davalının davayı kabul etmesi ile dava konusu uyuşmazlığın sona ereceği-
TMK. m. 706, 6098 sayılı TBK. m. 237 ve Tapu Kanunun 26. maddesi hükümlerine göre, tapulu taşınmazların satış ve devri tapu sicil memuru önünde yapılacak resmi sözleşme ile geçerli olacağı- Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmeler yazılı olmak koşulu ile geçerli olduğu, (TMK.nun 677. mad.) resmi şekil şartı öngörülmediği- Terekeye dahil taşınmazlar, paylaşılması ya da elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi ile miras malı olmaktan çıkacağı, bu aşamadan sonra paydaşlar arasındaki ilişki miras ilişkisi olmayıp mal ortaklığına dönüştürüldüğünden paylı mülkiyet esaslarına göre malik olan kişiler arasındaki paylaşım ve pay devrinin genel kurala göre tapu sicil memuru önünde resmi şekilde yapılmasının zorunlu olduğu-
Tapu iptali ve tescil isteği-
Tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat-
Kabul ve feragat, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurduğu; davalılardan birinin cevap dilekçesi ile taşınmazdaki payını davacılar murisine sattığını doğrulayarak bu taşınmazdaki payına ilişkin davayı kabul etmiş olacağından; adı geçen davalıya ait paya yönelik davanın kabulüne ve davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davanın kamu düzenini ilgilendirmesi bakımından kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın soybağının doğru olarak tespit edilmesinin zorunlu olduğu- Somut olayda mahkemece, salt taraf beyanları ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılması, alınacak rapor ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, karşı tarafın kabulüne dayanılarak eksik araştırma ile davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor