Çekişmeli taşınmazların kadastro öncesinde mera olarak sınırlandırılmış olması nedenine dayalı Hazine tarafından açılan tapu iptali ile tescil isteği-
İddianın ileri sürülüş şekli, dosya kapsamına göre temyiz kanun yolu başvurusuna konu dava, kadastro öncesi nedenlere davacı tarafından şahıslar aleyhine açılan tapu kaydının iptali ile adına tescil isteğine ilişkindir... Kadastro sonucu Of ilçesi, ... çalışma alanında bulunan ... taşınmaz evvelinde tarafların kök murisine ait iken ölümü ile çekişmeli taşınmazın mirasçılarına intikal ettiği ve mirasçılardan bir kısmının, paylarından diğer mirasçılar lehine vazgeçerek hak ve alakalarını kestiği gerekçesiyle davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davayı kabul ettiklerini beyan eden davalılar yönünden kabul nedeniyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, taşınmazların tümü yönünden davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Dava, 2009 yılında yörede yapılan kadastro sırasında yol olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan ve teknik krokide (B) harfi ile gösterilen taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.. Yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, hava fotoğraflarının fotogrametri ve jeodezi uzmanı olan bilirkişi tarafından stereoskop aleti ile incelenmesi suretiyle, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre dava konusu taşınmazın evvelinde ne olduğunu açıklar mahiyette rapor alınmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın önceki ve hali hazırdaki kullanım durumu, zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile ne kadar süre sürdürüldüğü açıklar rapor alınmalı, inşaat mühendisi bilirkişisinden, taşınmaz üzerindeki yapıların özelliklerini ve kaç yıllık olduklarını açıklayan rapor alınmalı, davacı yararına dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir...Öncelikle çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edilmelidir. Noksanlar ikmal edildikten sonra taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu mahallelerde ve aynı mahallede ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üçer kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Davacı ve davalının akraba oldukları, yıkılan yerin taraflarca değil aile büyükleri tarafından inşa edildiği, içinde birkaç ailenin toplu olarak birlikte yaşadığı, daha sonra davacı ve ailesinin Antalya'ya taşındıkları, davalı ve ailesinin ise evi hep kullanmaya devam ettikleri, bir kısmı zaman içerisinde kendiliğinden çöken evin kalan kısmın ise tehlike oluşturmaması adına muhtarlık yardımı ile davalı tarafından yıktırıldığının anlaşıldığı, nizalı yerde davacı tarafında yapılan herhangi bir nizalı yapının bulunmadığı bu nedenle, dava konusu taşınmazda üstün ve korunmaya değer zilyetliği bulunmayan davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tesciline ilişkin davada; çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, şöyle ki; dava konusu 168 ada 23 ve 169 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar, ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiş olup, bilindiği üzere ziraate elverişli olmayan alanların, zilyetlikle iktisabı, imar-ihya edilerek tarım arazisi haline getirilmeleri ve bundan sonra 20 yıl nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet edilmeleri halinde mümkün bulunduğu- Taşınmaz bölümlerinin niteliğinin, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin ne olduğunun belirlenmesi amacıyla, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan, bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmadığı, tek ziraatçı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda varılan kanaat ile rapora eklenen ve çekişmeli taşınmaz bölümlerini teşhise elverişli fotoğraflar arasında doğan çelişkinin giderilmediği ve ayrıca mahkemece jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi eliyle taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılması gerekirken, bu hususta ehil olmayan bilirkişi marifetiyle yalnızca fen bilirkişi raporunda ( A ) harfi ile kodlanan taşınmaz bölümü yönünden inceleme yaptırılarak hava fotoğraflarından yöntemince istifade edilmediği, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemeyeceği-
Dava konusu taşınmaz hazine adına kayıtlı olup zilyedi davacı vatandaş olduğundan zilyetliğin tespiti ve vaki müdahalenin önlenmesi talebine ilişkin davada adli yargı yerinin görevli olacağı-
Davacının dava konusu taşınmazda ne ayni ne de kişisel hakkı söz konusu olmayıp salt zilyetliğin korunması talep edildiğinden uyuşmazlığında sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacının, dava konusu ziynetlerinin, evliliğin başında borçları sebebiyle koca tarafından alınıp bozdurulduğunu iddia ettiğinde, kadının iddialarını kanıtlamaya elverişli bir delilinin de olmaması durumunda, olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde bulunması olduğu için iddiasının reddinin gerekeceği-
Tapuda beyanlar hanesindeki şerhin terkini ve zilyedinin davacılar olduğunun tespiti ile zilyetliklerinin korunması isteğine ilişkin davaların çözüm yerinin Adli Yargı Mahkemeleri olduğu-