İİK.129. maddesindeki rüçhanlı alacak ile kastedilen satış yapılan dosya alacağına rüçhanlı alacaklar olduğundan ve takip yapan ipotek alacaklısının alacağına rüçhanlı alacak bulunmadığından, eldeki ihalenin feshi davasında rüçhanlı alacağı karşılama ilkesinin tartışılmasına gerek bulunmadığı, diğer taraftan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibini yapan ve satış isteyen ipotek alacaklısı bankanın alacağının altında satış yapılması mümkün olup, ipotek bedelinin altında satılmasına muvafakatinin aranmasına da gerek olmadığı-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Satış ilanının tebliğ tarihi itibariyle borçlunun adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde adresi olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir araştırma yapılmaksızın sonuca gidilmesi isabetsiz olduğu- İİK. mad. 129/1 gereğince, şikayete konu ihale için yapılan masraflar belirlenerek, satış bedelinin taşınmazın muhammen değerinin % 50'sini ve satış masraflarını karşılayıp karşılamadığının tartışılması gerektiği-
İpotek alacaklısının, satışın, ipotek bedelinden daha aşağıya yapılmasına muvafakat etmesi halinde ihalenin, rüçhanlı alacak olan ipotek alacağının altında bir bedelle yapılmasının mümkün olduğu-
Satış talebi ile ihale tarihi arasındaki yediemin ücretinin paraya çevirme giderlerine dahil olduğu kabul edilerek, artırma bedelinin, hesaplanmasında dikkate alınmasının zorunlu olduğu, Yasa'dan kaynaklanan bu zorunluluk nedeni ile satış bedelinin, İİK.nun 129. maddesinde öngörülen ilke ve kurallara uygun olup olmadığının mahkemece re'sen incelenmesi gerekeceği-
Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden satışı yapılan her taşınmaza isabet eden miktar oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek, oluşacak sonuca göre satışın, İİK'nun 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerektiği- İhalenin feshi istemine ilişkin şikayet nedenleri tek tek irdelenmediğinden bu hali ile HMK'nun 297. maddesine uygun bir hüküm kurulmamış olmasının isabetsiz olduğu- Borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulsüz olduğundan ve ayrıca satış bedeli, satış masraflarını karşılamadığından, re'sen ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Satışı talep edilen menkullerin yapılan ihalede alıcı çıkmaması üzerine satışın düştüğü, ancak İİK'nun 106. maddesine göre altı aylık yasal süresi içerisinde yeniden satış talebinde bulunulması ve satış avansının yatırılması halinde, ayrıca ayrıca İİK.nun 129/son maddesi gereğince, ikinci ihalede alıcı çıkmaması nedeniyle satış talebinin düşmesinden itibaren 6 aylık satış isteme süresinin yeniden başlayacağı, alacaklının yasal altı aylık süre içerisinde yeniden satış talebinde bulunduğu anlaşıldığından taşınırlar üzerindeki haczin düşmediği, dolayısıyla şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olması, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına geleceği, yatırılan masrafın yetmeyeceği sonradan anlaşılırsa, bunun tamamlanması istenebilirse de, masraf hiç yatırılmamışsa geçerli bir talebin varlığından söz edilemeyeceği- Alacaklıya yüklenen görev, süresinde satış isteyerek avansı yatırmak olup, satış görevi (İİK. mad. 123), icra dairesine yüklenmiş olduğundan, satış ne zaman yapılırsa yapılsın, haciz ve satış talebinin ayakta olacağı- İki yıllık satış isteme süreci içinde taşınmaz başka bir dosyadan satılmış ise haciz düşmeyeceği- Meskeniyet iddiasının kabulünün İİK'nın 106. maddesindeki süreleri durduracağına dair bir düzenleme bulunmadığı- Sıra cetveli bedeli paylaşıma konu mal üzerinde, satış tarihi itibariyle haczi bulunan alacaklılar dikkate alınarak düzenleneceği, aksi halde satış bedelinden pay ayrılamayacağından, sıra cetveline itiraz etmekte hukuki yararın bulunmayacağı ve bu durumda mahkemece, şikayetçinin haczi düştüğünden hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Diğer ica mahkemesi ilamıyla birleşen dosyada şikayet olunanın haczinin düşmediği kabul edilmiş olup hüküm borçlu tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan, bu ilamın asıl dosyada şikayet olunan yönünden bağlayıcı değil ise de, birleşen dosyada şikayetçinin alacağını borçludan temlik aldığı anlaşıldığından, birleşen dosyada şikayetçi yönünden kesin hüküm oluşturacağı ve bu durumda mahkemece, şikayet olunanın haczinin ayakta olduğunun kabulü gerektiği-
Bir şikayet olan ihalenin feshi isteminin HMK’nun 118. maddesi anlamında bir”dava”olmadığı bu nedenle şikayet dilekçesini HMK’nun 119 maddesinde yazılı şartları taşımasının zorunda olmadığı; şikayet dilekçesinde şikayet konusu dosyanın yanlış gösterilmesini veya hiç gösterilmemiş olmasını yada karşı tarafın yanlış gösterilmesinin, adresinin belirtilmemesinin şikayetin reddini gerektirmeyeceği-
İİK’nun 133. maddesi uyarınca yapılacak ihalelerde “tek satış günü” yerine, “iki satış günü” tayin edilemeyeceği ve bu koşullarda yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Satış ilanının ihalenin feshini isteyen borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine ilişkin bir iddiada bulunulmadığından mahkemece resen satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunun gözetilemeyeceği- Malı arttırmaya çıkarılan borçlunun, ihaleye katılamayacağı ve kendisine ihale yapılamayacağı; borçlunun ancak satıştan önce borcunu ödeyip haczi kaldırmak suretiyle satışı önleyebileceği- İİK’nun 129. mad. öngörülen “ihalenin elektronik ortamda verilen ve yüksek teklif üzerinden başlatılacağına” yönelik düzenlemenin, elektronik ortamda teklif verilmiş olması koşuluna bağlı olduğu-