Davacının eşi adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması davalılar tarafından üstlenildiği halde bu yükümün yerine getirilmemesine dayalı ifa ve cezai şart istemi-
Davacı şirketin paylarının devri hususunda yapılan sözleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin davada, dava dışı şahıs ile davalılar arasında yapılan sözleşme üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde olup, daha sonra noterde yapılan sözleşme nedeniyle geçersiz hale gelmeyeceğinden adi yazılı sözleşmenin tam üçüncü kişi yararına mı yoksa eksik üçüncü kişi yararına mı sözleşme olduğunun değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Eksik üçüncü kişi yararına sözleşmede üçüncü kişinin sadece vaat eden tarafından teklif edilen ifayı kabul yetkisine sahip olup, buna karşılık ondan borcun ifasını isteme hakkına sahip olmadığı, bu tür sözleşmelerden yalnız vaat ettiren lehine alacak hakkı doğacağı, borcun üçüncü kişiye ifasını talep hakkının da vaat ettirene ait olduğu- Tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde üçüncü kişinin, vaat edilen edimin ifasını talep yetkisine sahip olduğu, tam üçüncü kişi yararına sözleşmeden doğan borcun da üçüncü kişiye ifa edileceği, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa bu yetkinin vaat ettirene de tanınması gerektiği- Gerek eksik gerekse tam üçüncü kişi yararına sözleşme olsun, borcun ancak üçüncü kişiye ifasının istenebileceği-
İİK. mad. 361 uyarınca, yanlışlıkla bir tarafa para tevdi olunduğu anlaşıldığında, para başkaca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınabileceğinden, davacı tarafından icra dairesi aracılığıyla ödenen paranın tahsili istemi yoluna gidilmesi gerekeceği- Davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı-
Davalı iş sahibinin, kendisinden talepte bulunulduğu tarihte, dava dışı ancak sözleşmenin tarafı yükleniciye henüz ödememiş olduğu olduğu borç var ise bu borcu yükleniciye ödemeyerek öncelikle taşeron alacağına ödemesi gerektiği- Kendisine başvurulduğu tarihten sonra yükleniciye ödeme yapmış ise bu ibra yasağına aykırı ve kötü ödeme olup, kötü ödemede bulunanın sonucuna katlanmak zorunda olduğu- Davacının kesin teminatın iadesi ve hak edişlerin ödemesinden önce davalı iş sahibine müracaatı olup olmadığının belirlenmesi ve o tarihte varsa isteyebileceği alacak miktarı ibraz edilen delillere göre hesaplatılıp varsa sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği-
Hisse devir bedelinin tahsili istemi- Bir sermaye şirketi olan dava dışı şirketin ortağı bulunan davacının, ortaklık ilişkisi dolayısıyla uğradığı zararın tazmin edilmesini kendi adına talep etmesinin, şirketler hukukunun ilkeleri ile bağdaşmayacağı, bu türden bir tazminatın önce anılan dava dışı şirkete ödenmesi gerektiği-
01/04/2011 tarihli rödovans sözleşmesinde üçüncü kişinin davacı yararına bir edim yükümlülüğü konulduğu anlaşılmakla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 129 (818 sayılı Borçlar Kanununu 111) maddesindeki düzenleme de dikkate alınıp davacının talebi bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı önceki eşi N.ye Çavuş ile aralarındaki boşanma davasının istediği doğrultuda sonuçlanması için 13 Ekim 2005 tarihli boşanma protokolünü imzalayıp boşanmayı sağladıktan sonra sözleşmenin 2. maddesinde belirtilen taşınmazın devrine yanaşmamasının hakkın kötüye kullanılması olacağı-
Boşanma anlaşmasında yer alan "ortak çocuklar adına iki taşınmaz alınacağına" ilişkin hükmün çocuklar bakımından üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü niteliğinde olup, edimini ifa etmeyen davalı hakkında davacının talebi doğrultusunda 6098 sayılı TBK' nun 113/1 uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Gerek menkule gerekse gayrimenkule taalluk etsin namı müstear hadiselerinde 'mesele bir istihkak ve mülkiyet davası mahiyetini geçemeyeceğinden' ne resmi senet ne de şekil meselesi bahis mevzuu olamayıp; nitekim; öteden beri mahkemelerin vaki olan bu kabil ikrarlara müsteniden hüküm vermekdikleri ve meselede bir şekil meselesi görmedikleri- Takma ad (nam-ı müstear) davalarının dinlenebileceği ve yazılı kanıt ile kanıtlanmasının uygun olacağı-