OSB'lerin taraf olduğu davalarda diğer taraf tacir olsun ya da olmasın, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı hâllerde yargılamanın asliye hukuk mahkemelerine görülmesi gerektiği-
Belediyelerin tacir olarak kabulü mümkün olmadığı gibi davacı alacaklının tacir olması ve işlerinin ticari olması ilkesinin burada işlevsiz hale geldiği, bu durumda, davalı borçlu tacir olmadığına göre takipte ticari faiz ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, o halde mahkemece, faize ve oranına yönelik itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Anonim şirket olarak hizmet veren ve 233 sayılı KHK hükümlerine tabi olan davalı İDT ile TTK hükümlerine tâbi olan ve Ankara Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde doğalgaz dağıtım alanında faaliyet gösteren bir anonim şirket olarak kurulan davacı arasındaki uyuşmazlıkta ileri sürülen talebin 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu kapsamında EGO Genel Müdürlüğüne devredilmesi gereken 25 adet tüketiciye doğalgaz arzının sağlandığı dağıtım şebekesinin geç devri nedeniyle devrin yapılması gereken tarih ile devrin yapıldığı tarih arasında tahakkuk eden doğalgaz taşıma bedeline ilişkin olduğu, davalının kamu gücünden kaynaklanan herhangi bir üstün hak ve yetkisi bulunmamakta olup taraflar arasında tam anlamıyla bir eşitlik söz konusu olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin sahip olduğu unsurlar ile davaya konu çekişmeli hususların niteliği itibariyle özel hukuk hükümlerinin geçerli olduğu-
İktisadi Devlet Teşekkülü niteliğinde olan ve özel hukuk hükümlerine tabi bulunan A.Ş. aleyhine açılan davanın 3533 sayılı Kanun uyarınca hakem sıfatıyla görülmesinin mümkün olmadığı- Mahkemece verilen hükmün itiraz yoluna tâbi olduğunun belirtilmesi de yetki aşımı nedeniyle sonuç doğurmayacağından kararın temyiz edilebilirliğinin bulunduğu- Davanın genel mahkeme sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması gerekirken, hakem sıfatıyla işin esasının incelenmiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-
Kooperatiflerin/yapı kooperatiflerinin 6102 sayılı TTK kapsamında tacir sayılacakları-
Büyükşehir Belediyesine bağlı Su ve Kanalizasyon İdaresi kamu kurumu olmakla birlikte tacir sayıldığından, ve idari yargı yerlerinde sadece ilgili idareye karşı dava açılabileceğinden, davacı, özel hukuk tüzel kişisi (tacir) olan davalının haksız eylemine dayanarak talepte bulunduğuna göre uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı değil, yargı olduğu ve bu nedenle, İİK. 42'de yer alan “İdari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamaz” şeklindeki düzenlemenin izinsiz kazıdan kaynaklı idari para cezalarına ilişkin itirazın iptali davasında uygulama yeri bulunmadığı-
Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle tazminat istemi-
Davalı kooperatif tacir niteliği taşımadığından, nispi ticari dava da niteliğinde de olmayan taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Satış ilanı muhatabın işe gittiğini beyan eden eşine usulüne uygun tebliğ edildiği, esasen borçlunun açıkça tebligat alan eşinin tebliğe ehil olmadığına ilişkin bir iddiasının bulunmadığı bu nedenle borçlu yönünden şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Eksik, ayıplı iş tazminatı taleplerine dair yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu- Her paydaşın ortak alanlarda payı bulunduğundan bu yerler üzerindeki eksik ve ayıplı işler bedelinden arsa sahibinin en fazla sözleşmedeki paylaşım oranına isabet eden miktar kadar talepte bulunabileceği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde "...inşaat süresinin bitiminde hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın -kira tazminatından hariç- cezai şartın muaccel olacağı...’ kararlaştırıldığından ve temerrütte gerçekleşmiş olduğundan kira tazminatı yanında ceza-i şarta da hükmedilmesi gerektiği- Yüklenicinin kendi edimini ifa etmeden kira tazminatı talep edemeyeceği, ayrıca imal ettiği bağımsız bölümler kendi uhtesinde olup, tapu kaydı olmadan da fiilen kullanılabileceği- Tapu iptal ve tescil talebi de bulunmakta olup mahkemece, yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediğinin belirlenmesi gerekli olup yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirmesi, arsa sahibinin alacaklı olduğu bedel (kira tazminatı, eksik ve ayıplı iş) olması halinde bu bedelleri karşılayacak şekilde bağımsız bölüm elde tutulması ya da yükleniciye mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilmesi ve depo edilmesi halinde birlikte ifa kuralı gereği davanın kabulüne karar verilmesi, verilen süreye rağmen kira tazminatı ve var ise eksik ve ayıplı işler bedeli, davacı yüklenici tarafından depo edilmez ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği- “Avans faizine" mi "yasal faize" hükmedilmesi gerektiği-