Yemin deliline başvurabilmek için öncelikle yemin önerisinde bulunanın ileri sürdüğü diğer delillerin incelenmesi ve bunların yeterli olmadığının anlaşılması gerekeceği, o halde, mahkemece, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı gözetildiğinde, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, yemin teklif edildiği ve davalı taraf da bu teklifi kabul ettiği takdirde HMK'nin 228. vd. maddelerinde gösterilen usul uygulanarak yeminli beyanının alınması, yeminin şartlı olup-olmadığının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre dava konusu parsel yönünden, davacının elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
İşçilik alacağı bakımından çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabileceği,hizmet tespiti davalarında farklı yargılama usulü olduğu ve resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu- Hizmet tespiti davalarında yemin teklif edilemeyeceği ancak işçilik alacağı davasında çalışma olgusunun ispatlanması bakımından yemin teklif etmeye engel bir durumun bulunmadığı-
Kendisine hiç bir ispat külfeti düşmeyen davalıların, bu konuda davacı tarafa gerekmediği halde yemin teklif etmeleri halinde, mahkemenin "ispat yükümlülüğünün kendilerinde olmadığını ve bu yükümlülüğü devralıp almayacaklarını" açıkça sorması, kabul ettikleri takdirde bunun tutanağa geçirildikten sonra yeminin eda ettirilmesi gerektiği- Kadastro tespiti sırasında düzenlenen tutanakta "çekişme konusu taşınmazın tarafların ortak murisi ..'dan geldiği, mirasçılarının iştirak halinde mülkiyet olarak zilyet ve tasarruf ettikleri" belirtildiğinden, "çekişme konusu taşınmazın diğer muris .. tarafından satın alındığını, o tarihten bu yana malik sıfatıyla diğer muris ... ve mirasçılarının zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, adına tespit yapılan davalıların davaya konu taşınmaz ile ilgilerinin bulunmadığını" iddia eden tarafın bu iddiasını kanıtlaması gerektiği- Davacıların dayandığı (07.03.1984 tarihli) "tarla alım-satım senedi" başlıklı senette satıcı olarak yer alan (1917) doğumlu kişinin 1973 yılında ölmüş olduğu, ayrıca bir kısım mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında "çekişme konusu taşınmazın muris ...'den davacı ve davalıların ortak murisine intikal ettiğinin" belirtildiği görüldüğünden, mahkemece yerel bilirkişi ve tanıkların tümü hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan, senette satıcı olarak yer alan (1917) doğumlu kişinin 1973 yılında vefat ettiği ve senet tarihinin de 1984 olduğu nazara alınarak, taşınmazın kime ait olduğunun etraflıca sorulması, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi aâlinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmeye çalışılması gerektiği-
Başka delili olmayan taraf yemin teklif edebileceği gibi, delili olan taraf dahi yemin teklif edebileceği, yemin teklif edilebilmesi için açıkça bu delile dayanılmış olması gerektiği, somut olayda davalı vekili tarafından, süresi içerisinde ibraz edilen cevap dilekçesi ile yemin deliline dayanılmış olup mahkemece davalı vekilinin yemin delilinin kullanılması isteminin reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan, mahkemece davalı tarafın yemin delili değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği, bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsadığı, bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerektiği, somut olayda bilirkişi raporunun davalıya tebliği gerekirken tebliğ edilmeden hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanarak karar verildiği- Yeminin konusunun, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardan oluştuğu, bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılacağı, somut olayda davalı taraf, süresinde verdiği cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olmasına rağmen herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin bu teklifin yerine getirilmemesinin hatalı olduğu-
Davacı, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından, mahkemece yemin konusunda ihtaratta bulunulmaması HMK'nın 227/1. maddesi gereğince isabetli olmadığı-
Taraflar arasında düzenlenmiş inanç sözleşmesi olarak nitelendirilebilecek bir belgenin bulunmadığı, her ne kadar hükmün gerekçesinde yemin teklifinin hatırlatıldığı belirtilmiş ise de, 22.12.2014 tarihli oturumda bu konuda bir açıklamaya yer verilmediği, davacı vekili tarafından davalı tarafa yemin teklif edeceklerinin bildirildiği, aynı zamanda tanık dinletme isteminde bulunulduğu, mahkemece yemin metninin hazırlanması yönünde ara kararı kurularak kesin delil ile ispatı gereken davada karşı tarafın muvafakatı bulunmadığından tanık dinletme isteminin de reddedildiği, 20.03.2015 tarihli duruşmada, davacı vekilinin yemin teklifini yinelediği, hazır olan davalı tarafından inanç sözleşmesi inkar edilerek yemin eda edildiği, HMK'nun 227. madde hükmünde; uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan tarafın dahi yemin teklif edebileceğinin, yemin teklif olunun kimsenin yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra diğer tarafın teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamayacağının ve yeni bir delil gösteremeyeceğinin açıkça belirtildiği, şu halde, hakimin yemin delilini hatırlatması dışında, HMK'nun 227. madde hükmü gereğince, davacının iddiasını ispat etmek için teklif ettiği yeminin edasından sonra başka bir delile dayanması mümkün olmadığından, davacı tarafından sunulan kredi ödeme belgeleri "delil başlangıcı" sayılarak tanık dinlenmek suretiyle sonuca gidilemeyeceği-
Ödünç sözleşmesinden kaynaklanan ilamsız takibe dayalı itirazın iptali istemi- Yeminin eda edilmekle birlikte davalı yan lehine kesin delil teşkil edeceği-
Mahkemece ziynet eşyası alacağıyla ilgili olarak kadına yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılması, yemin teklif edildiği takdirde ise usulünce yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi (HMK m.227-238) ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafça, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanıldığı anlaşılmakla, bu kapsamda, öncelikle davacı tarafa iddia ve savunma kapsamında yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde HMK'nun 227 ve devamı maddeleri gereğince işlem yapılarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği-