Vasinin (ve kayyımın) sıfatına karşı yapılan itirazlar ile vasinin (ve kayyımın) ileri sürdüğü özürleri inceleme görevinin öncelikle sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde de asliye hukuk mahkeme-sine ait olduğu–
Vesayet altına alma giderlerinin hazineden karşılanacağı–
Sulh hukuk mahkemesinin (vesayet makamının) vasinin kararla-rına karşı, asliye hukuk mahkemesinin (denetim makamının) ise sulh hukuk mahkemesinin kararlarına karşı şikayet ve itiraz mercii olduğu Vesayet makamlarının, vesayetin yönetimi ile ilgili olarak aldığı kararların, kazai nitelikte ve temyizi kâbil olan kararlar olmadığı–
Vasi tayinine itiraz davasında; itirazın kendisine vasi tayin edilenin hacir altına alınmasına değil de tayin edilen vasinin şahsına yönelik olması durumunda; Asliye Hukuk Mahkemesinin (M.K. 372/son maddesi çerçevesinde) Sulh Mahkemesince itirazın reddine dair verilen karar ve dayanağı belgeler üzerinde duruşma açmadan inceleme yaparak karar verebileceği ve bu kararın kesin olduğuna dair, direnme kararının isabetli olduğu-
“Vasi” hakkındaki hükümlerin, “tereke temsilcisi” hakkında da kıyasen uyglanacağı–
Vasinin şahsına itiraz edilmesi üzerine, duruşma açıp iddiayı araş-tıran ve sonuçta istemi red eden sulh hukuk mahkemesinin durumu bir raporla asliye hukuk mahkemesine bildirmesi üzerine, asliye hukuk mah-kemesince bu konuda duruşma yapmadan evrak üzerinde karar verilemeyeceği–
Kayyım ya da vasi olarak atanan kişinin kimliği, niteliği, kişiliği yönünden asliye hukuk mahkemesine, kayyım veya vasi atanmasının esasına ilişkin sebeplerle ise temyiz yoluna başvurulabileceği–