Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptali ve tapu iptali ve tescil isteği- Davacılar davalının bakım borcunu yerine getirmediğinden bahisle sözleşmenin ve tapunun iptali ile adlarına tescilini istemiş olup TBK 129 kapsamında, lehine sözleşme yapılan davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu-
Avukatın, süreli vekaletnamesiyle süre sonuna çakışan işler için sözleşmede belirtilen şekilde ücret kararlaştırılmasının, süreli sözleşmenin amacına uygun düşmediğinden takdiri indirim yapılması gerektiğine ilişkin kabulün hatalı olduğu- Anılan sözleşme hükmünün genel işlem koşulu olarak ve dürüstlük kuralına aykırı hazırlandığı kabulünün mümkün olmadığı ve taraflar arasında imzalanan vekalet ücret sözleşmesinin tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu değerlendirilerek sözleşmedeki "avukata verilen işlerin asgari ücret tutarı kadarının ödeneceğine" ilişkin hükme göre uyuşmazlığın çözümü gerektiği-
Müspet zarar, alacaklının tam ve doğru ifaya olan menfaati yansıttığı ve bu menfaat, borçlu edimi vaktinde ifa etmiş olsaydı alacaklı hangi ekonomik durumda olacaksa idiyse o durumu ifade ettiği-
Taraflar arasındaki avukatlık sözleşmesinin konusu, davacı avukat tarafından dosyanın başından beri verilen avukatlık hizmeti değil, dosyanın Hukuk Genel Kurulunda bozulması koşuluna münhasır olduğu- Davalı iş sahibinin, davaya konu sözleşme ile aynı tarihte ve aynı konuda ikinci bir sözleşmeyi, bu kez %25 vekâlet ücreti belirlemesiyle davacının tevkil ettiği, dava dışı iki vekille imzaladığı; anılan sözleşmenin yargılamaya konu olması neticesinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda avukatlar tarafından yapılabilecek bir hukuki yardım söz konusu olamayacağından, taraflar arasındaki sözleşmenin, eBK’nın 19. ve 20. maddeleri gereğince hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunun tespit edildiği, bu durumda taraflar arasında aynı şekilde düzenlenmiş sözleşmenin de hukuka, ahlaka ve kamu düzenine uygunluğundan bahsedilemeyeceği- Hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırılığı çekişmesiz olan davaya konu avukatlık sözleşmesinden dolayı davacı avukatın vekâlet ücreti alacağının söz konusu olmayacağı- Davacı avukatın davanın başından beri verdiği emeğin göz önünde bulundurulması ve uygun bir vekâlet ücreti tayininin gerekliliği akla gelebilirse de, taleple bağlılık ilkesi karşısında, başkaca vekâlet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığı-
Avukatın kusur ve ihmaline dayalı olmaksızın yapılan haksız azil sonucunda, avukatın vekâlet ücretinin tamamının, dava lehe sonuçlanıp kesinleşmiş gibi, muaccel hâle geldiği; bu vekâlet ücretinin “akdi” ve “yasal (karşı taraf)” vekâlet ücretinin toplamından oluşmakta olduğu- Azledilen avukatın, karşı taraf vekâlet ücretini davalılar yararına tahsile koyamayacağı- Alacağını ancak eski müvekkilinden talep edebilirse de, bu kez karşı taraf vekâlet ücretinin borçlusundan tahsil edilmesinin beklenmesinin doğru olmayacağı- Haksız olarak azledilmiş olan avukatın hak ettiği karşı taraf vekâlet ücreti alacağına kavuşmasının, kendisini haksız olarak azleden eski müvekkilinin insafına bırakılamayacağı- Karşı taraf vekâlet ücretinin haksız azil ile birlikte muaccel olduğu-
Davalının istifa sebebi olarak davacının başka bir avukata vekalet vermesi hususu ileri sürülmüş olup, istifanın haklı olup, olmadığının bu kapsamda değerlendirilmesi, söz konusu istifanın tüm dava ve takip dosyalarına sirayet edeceğinin ve uyuşmazlığın çözümünde önemli olduğunun kabulü gerektiği- İstifanın haklı olup olmadığının belirlenmesi, söz konusu istifanın tüm dava ve takip dosyalarına sirayet edeceği de dikkate alınarak bu hususta ek rapor alınarak bilirkişi raporundaki çelişki giderilmesi, ek raporla çelişki giderilemiyorsa konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Avukatın, aksine sözleşme yoksa; işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemeyeceği- Haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukatın, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebileceği- İşin görülmesi için gerekli olan tüm masrafların iş sahibi tarafından işin başında avukata ödenmiş olduğu karine olarak kabul edilmeli, bunun aksini ileri süren, başka bir ifade ile müvekkilinden masraflar için avans almadığını iddia eden avukatın da, bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu- Davacı avukatın alacağı talep etmesi için alacağın muaccel olması ve muaccel alacağın ödenememesi halinde istifanın haklı, henüz muaccel olmamış bir alacağın istenmesi halinde de istifanın haksız olacağının kabulü gerektiği-
İstifa sebebi olarak masraflar ve vekalet ücretinin ödenmemesi hususlarını ileri sürmüş olan davacı avukatın açtığı itirazın iptali davasında, öncelikle mahkemece, davacı avukat hakkında davalının şikayeti üzerine görülen Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği-Taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin bir bütün olduğu, avukatın istifasının haklı olup olmadığı değerlendirilirken ceza dosyası ile desteklenen davalının dosyalarının takipsiz bırakılması ve avukatın işi takip ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği savunmaları üzerinde de durulması gerektiği- Diğer bir istifa sebebi olan masrafların işin başında ödenmediğinin de yasal karine gereği davacı avukatça kanıtlanması gerekeceği, bu hususların 13.HD' nin kökleşmiş içtihatları arasında olduğu-
Davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede istifa sebebi olarak "masraflar, yol giderleri ile vekalet ücretinin ödenmemesi" ileri sürülmüş olup, istifanın haklı olup olmadığının bu kapsamda değerlendirilmesinin uyuşmazlığın çözümünde önemli olduğu- Davacı avukatın alacağı talep etmesi için alacağın muaccel olması ve muaccel alacağın ödenememesi halinde istifanın haklı, henüz muaccel olmamış bir alacağın istenmesi halinde de istifanın haksız olacağının kabulü gerektiği- Masrafların işin başında ödenmediğinin davacı avukatça kanıtlanması gerektiği- 
Davalı tarafın (bankanın), azil iradesinin bildirimine ilişkin ihtarnamesinde açıkladığı azil sebebiyle bağlı bulunmadığı, görülmekte olan davada yeni ve başkaca azil sebeplerini bildirebileceği, azlin haklı olduğu yönündeki savunmasını da bu sebeplere dayandırabileceği- Vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin davada, davalının, davacı avukatı haklı nedenle azlettiğine ilişkin ileri sürülen tüm savunmalarının değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği- Vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, ıslah dilekçesi ile arttırılan talep yönünden davalı süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğundan bu konuda bir karar verilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor