Aksi kararlaştırılmadıkça, davanın yalnız yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemede açılacağı, taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini isterlerse, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekeceği, somut olayda; alacaklının bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı bonoda kanunen yetkili mahkeme ve icra daireleri yanında, ... Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığının görüldüğü, bu durumda, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK'nun 17. maddesinin ikinci cümlesi kapsamında itirazın değerlendirilmesi gerekeceği-
Takip dosyasının incelenmesinde; icra emrinde takip talebine ve usul ve yasaya aykırı olarak eklenen “borcunuzu hemen öderseniz” başlığı altındaki hesaba itiraza ilişkin hem ilk derece mahkemesi tarafından hem de Bölge Adliye Mahkemesi tarafından herhangi bir karar verilmemiş olduğunun görüldüğü, bu hesaplamanın yok hükmünde olması nedeniyle, icra emrinden çıkartılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak bononun üzerinde teminata ilişkin bir kayıt olmadığından borçluların başvurusu İİK’nın 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olup,  dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- İİK’nın 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gerektiği-
Ticari vekilin kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa vekalet veren adına bono tanzim edebileceği- Bonoya vekaleten kaydı yazılmasa dahi vekalet veren vekil tarafından imzalanan bonodan sorumlu olacağı-
Takip talebinde yer alan özellikle, "…fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı olan Türk Lirası karşılığı olarak borçludan tahsili…" ibaresi de dikkate alındığında alacaklının, TBK 99 uyarınca seçimlik hakkını,  yabancı para alacağının fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığı olarak tahsil edilmesini talep ederek bu yönde kullandığının anlaşılmakta olduğu- İcra takip talebinde yabancı para alacağı Türk Lirasına çevrilerek “1.706.318,34TL'den oluşmakla” denilip bu alacağa “takip tarihinden itibaren yasal faizi” ibaresi eklenmişse de, burada belirtilen yasal faizin, yabancı para alacakları için öngörülen yasal faiz olduğu anlaşıldığından, davacı alacaklının talebinin USD döviz cinsinden olduğunun kabulü gerektiği-
Tanzim yeri bulunmayan takibe konu senette, keşideci adı soyadı altında yazılı olan mahalle ve sokak içeren adres, belirgin bir idari birimi belirtmediğinden, icra mahkemesince re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 170/a uyarınca, borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilemeyeceği- 
Tüketici Mahkemesinde taraf olmasa da, bu mahkemece üçüncü kişileri de kapsar şekilde tedbir kararı verildiğinden, bu tedbir kararı uyarınca üçüncü kişi banka tarafından da anılan bonoya dayalı olarak icra takibi yapamayacağının kabulü gerektiği-
Alacaklının tercih hakkını kambiyo takip türünden yana kullanması halinde, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapamayacağı, ancak borçlular yönünden mükerrer olan takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamlı icra takibi olması ve borçluların kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin iptalini talep etmesi halinde, ilk başlatılan takip kambiyo takibi olduğundan, bu takibin mükerrer olmadığı gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Borç ipotekle temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı- Bu durumda İİK'nun 45/1.maddesi hükmü uyarınca rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği- Bu hususun kamu düzeni ile ilgili ve süresiz şikayete tabi olduğu-
Borç ipotekle temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı- Bu durumda İİK'nun 45/1.maddesi hükmü uyarınca rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği- Bu hususun kamu düzeni ile ilgili ve süresiz şikayete tabi olduğu-