Her ne kadar, bononun yazı ile yazılan miktar kısmında tahrifat yapıldığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş ise de; senedin düzenlenme tarihindeki Türk lirasının değeri gözönüne alındığında 121,00 TL için bono düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle bononun yazı ile yazılı miktar kısmı yazılırken "bin" kelimesinin maddi hataya dayalı olarak hatalı yazıldığının kabulü gerekeceği, aksi yöndeki kabulün aşırı şekilcilik olup, ağır hak kaybına sebebiyet verecek nitelikte olduğu, öte yandan; mahkemece alınan bilirkişi raporunda rakamla yazılı miktar kısmında tahrifat olduğunun tespit edilmediği ve alacaklı tarafından takip talebinde senedin miktarının 120.000,00 TL olarak belirtildiği hususları birlikte nazara alındığında, salt borçlunun beyanı ile senedin gerçekte 12.000,00 TL olarak düzenlendiği sonucuna varılamayacağı, o halde mahkemece, borçlunun itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, İİK'nın 167/2. ve 168/1-1. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 58. maddesine aykırılık nedenine dayalı şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda; somut olayda, takip talebi ve ödeme emrinde, takip konusu borcun dayanağı olarak bir adet bono gösterilmiş olup, borçlular adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında; "örnek no10 ödeme emri ve dayanak belgeler vardır", "örnek no10 ödeme emri ile bono sureti vardır" şerhinin bulunduğu, buna göre takip dayanağı bononun tasdikli örneğinin ödeme emri ile birlikte borçlulara gönderildiği anlaşılmakla şikayetin yerinde görülmediği, borçlunun, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğuna ilişkin İİK'nın 169. maddesine dayanan borca itirazının incelenmesinde; borçlular tarafından, takip konusu senedin kredi borcunun teminatı olarak verildiğine ve senetten doğan alacağın şarta bağlandığına ilişkin senedin tüm unsurlarına atıf yapan yazılı bir belge sunulmadığı, davacı tarafından senedin teminat olarak düzenlendiği iddiasının takip dayanağı senede açıkça atıf yapan, senedin vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlayamadığı gerekçesiyle teminat iddiasına dair itirazın reddi kararının yerinde olduğu-
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı iddiası keşideci tarafından ileri sürülmese dahi, ciro silsilesinde yer alan ve kendisine müracaat edilen cirantanın çekin geçerliliğine ilişkin mutlak def'i mahiyetindeki bu iddiayı alacaklı hamile karşı ileri sürülebileceği- Mahkemece çekte yer alan keşide tarihi itibariyle keşideci şirket yetkililerinin araştırılarak yöntemince imza incelemesi yapılması gerektiği- Keşide tarihindeki paraf imzasının keşideci şirketin yetkililerine ait olmadığının anlaşılması durumunda düzeltme yok hükmünde olacağından düzeltme öncesi duruma göre değerlendirme yapılarak çekin yasal süreden sonra ibraz edildiği sonucuna varılır ise kambiyo vasfında olmayacağından takibin iptaline karar verilmesi, paraf imzasının keşideci şirketin yetkililerine ait olduğunun anlaşılması durumunda 6762 s. TTK. 730 ve 660 (6102 s. TTK 818 ve 748) uyarınca değişiklikten sonra imza koymuş olanlar, değişmiş metin gereğince sorumlu olacağından borçlunun iddialarının bu hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği-
Şikayete konu 593 esas sayılı takip dosyasına konu borç ile önceki takiplerin borcunun aynı olduğu, ilk derece mahkemesinin , İİK. 45. ve 167. maddesine dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip sonrası aynı alacağa ilişkin olarak tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla başlatılan kambiyo senetlerine özgü takibi taleple bağlı kalarak 2.000.000,00 TL kısmı yönünden iptal etmesinin hukuka uygun olduğu, istemin süresiz şikayet niteliğinde olduğundan davacı ve davalı lehine tazminata karar verilmemesi de hukuka uygun olduğu-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış ise aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapamayacağı, bu husus süresiz şikayete tabi olduğu-
Takibe dayanak senedin bedel bölümüne rakamla "2.250.000 Amerikan doları" yazıldıktan sonra yazı ile de "iki milyon iki yüz elli bin Amerikan doları" yazılması halinde, matbu senetteki TL ve Türk Lirası yazılarının hukuki sonuç doğurmayacağı, (aksine kabulün, aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağı)- "Adli Tıp Kurumu raporuna göre senedin dört farklı kalemle yazıldığı, senet bedelinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, senedin iki ayrı meblağ içerdiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Alacaklının tercih hakkını kambiyo takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapamayacağı- Davalının cevap dilekçesinde her iki takipteki borçların aynı borç ilişkisinden kaynaklandığını, ancak, borcun farklı kısımlarını teminat altına aldığını ileri sürmüş ise de; her iki takibin tarafları ve asıl alacak miktarları aynı olup, tahsilde tekerrür kaydı içerdikleri, buna göre, aynı borç ilişkisinden kaynaklandıklarının kabulü gerektiği, mahkemece mükerrer olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinin borçlu yönünden iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Takibe konu senedin ciro yolu ile davalıya devredildiği, 6102 sayılı TTK uyarınca nama yazılı senedin alacağın temliki suretiyle devredilmesi gerektiği, takibe konu senedin alacağın temliki suretiyle devredilmeyerek ciro yolu ile devredilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalının takibe konu senet yönünden yetkili hamil olmadığının ve davacıya karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte bulunamayacağının kabulü gerekeceği-
Direnme kararı verildikten sonra söz konusu karar esas yönünden bozulmadan başka bir karar verilmesinin mümkün olmadığı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2019 tarihli ve 2017/12-766 Esas 2019/289 Karar sayılı kararında direnme kararının esas yönünden doğru veya yanlış olduğu yönünde bir inceleme yapılmadığı hususu göz önüne alındığında, mahkeme tarafından Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararında açıklandığı şekilde bir direnme kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile direnme kararı esastan bozulmuş gibi yorumlanarak Dairemizin bozma kararının gereğini yerine getirecek şekilde araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra davanın kabulüne dair karar vermesinin isabetli olmadığı-
İİK 45 ve İİK 167 gereği alacaklının tercih hakkını öncelikle kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip türünden yana kullanması halinde, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılamayacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu- Şikayet kabulü ya da reddi halinde tarafların lehine ya da aleyhine tazminat verilemeyeceği-