Kefil olan davalının, borcun tamamını ödeyen kefil davacıya karşı toplam borç miktarından davacı da dahil olmak üzere toplam kefil sayısına bölünmesi suretiyle payına düşen miktar kadar yükümlü olduğu gözetilerek sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği- Mahkemece, kooperatif ve banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davalının kefaletten kaynaklanan sorumluluğun miktarı, ipotek borcunun ödenmiş olmasının kefalet sorumluluğu üzerindeki etkisi, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takip kapsamında yapılan ödemelerin başka bir borçla ilgili olup olmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınması gerektiği- Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın önceden hesap edilebilir, bilinebilir ve belirlenebilir olduğundan, davacının icra inkar tazminat isteminin kabulü gerektiği-
Kira sözleşmesinin özel 14. maddesinde müteselsil kefilin bir yılık sorumluluğundan söz edilmiş ise de, sözleşmenin beş yıllık olması ve maddede hangi bir yıllık dönemin kastedildiğinin gösterilmemiş olması ve kefilin azami sorumlu olduğu miktarın belli ve muayyen oluşu karşısında mahkemenin benimsediği şekilde davalının kefalet sorumluluğunun 1.3.2006 tarihinde sona erdiği kabul edilemeyeceği, davacı, açmış olduğu davada beş yıllık sözleşmenin son yılı olan 1.3.2009-1.3.2010 dönemi kirasını talep ettiğine göre davalı kefilin sorumluluk süresini kapsadığından davacı, davalı kefil hakkında icra takibi yapmakta ve dava açmakta haklı olup, istenilen kira parasının ödendiği iddia ve ispat edilmediğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
11. HD. 25.02.2010 T. E: 2008/11547, K: 2169-
4077 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında olan Tüketici Kredisi Sözleşmelerinin kefilleri yönünden, İİK.nun 68/b maddesinin uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı-
İİK.'nun 45. maddenin müteselsil kefilleri kapsamadığı-
BK. 487 (şimdi; TBK. mad. 586) uyarınca alacaklının asıl borçluya müracaat etmeden ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden kefiller hakkında icra takibi yapabileceği gibi, asıl kredi borçlusu hakkında da «tahsilde tekerrür olmamak üzere» rehnin paraya çevrilmesi yolu dışında genel haciz yoluyla takipte bulunabileceği-
Tedbir nafakasının hükmedildiği «ara kararı»nda, nafakanın başlangıç tarihinin belirtilmemiş olması halinde, nafakanın karar tarihinden itibaren başlayacağı-
Alacağı için «teminat (maksimal) ipoteği» almış olan bankanın ipotek limiti dışında kalan alacağı için genel haciz yolu ile takip yapabileceği-
'Asıl borçlu'nun alacaklılarla konkordato yapmış olmasının, alacaklıların müteselsil borçlu ve kefillere müracaat etmesini önlemeyeceği (Konkordato mühleti içinde borçlu için yasada öngörülmüş olan "takip yasağı"nın, "kefiller" ile "birlikte borçlular" hakkında uygulanamayacağı)–