Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden taraflar arasında miras ortaklığının devam ettiği ve terekenin idaresi konusunda aralarında ihtilaf bulunduğu anlaşıldığından, Mahkemece muris H. E.'ın terekesine temsilci atanması isteminin kabulü gerekirken, davanın Türk Medeni Kanunu 590. maddesi çerçevesinde değerlendirilip talebin reddine karar verilmesinin doğru olmayıp bozmayı gerektireceği-
Türk Medeni Kanununun 590/3. maddesindeki bir aylık süre aşılmış olsa dahi, koruma önlemi olarak terekenin tespiti ve yazımı işlemi, olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, terekenin paylaştırılmasına kadar talep edilebileceğinden, Mahkemece; resmi kurumlardan miras bırakanın taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya miras bırakana borcu olan mirasçıların miras bırakanın mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33'ncü maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilmesi gerekirken, isteğin reddinin doğru bulunmayacağı-
Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakiminin, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alacağı, bu önlemlerin özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yöneltilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkin olduğu, Türk Medeni Kanunu’nun 590. maddesinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, sulh hakiminin tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defterinin tutulmasına karar vereceği-
İsteğin; terekenin önlem niteliğinde tespitine ilişkin olduğu, (TMK.m.589) bu isteğin, bir süreye bağlı olmadığı-
Başvuran mirasçıların terekede bulunan mal ve hakların yazımı ve defterinin tutulmasına ilişkin talepleri Türk Medeni Kanununun 590.maddesine dayandığı halde, mirasın reddine esas olmak üzere resmi defter tutma halinde uygulanabilecek olan aynı Kanunun 621.maddesindeki ilan yoluyla çağrı masraflarının yatırılmasına ilişkin ara kararının, resmi defter tutma isteğinin bulunmaması karşısında sonuç doğurmayacağı-
Sulh hakiminin, defter tutma ile ilgili kararları aleyhine karar düzeltme istenemeyeceği–
İhtiyati tedbir niteliğindeki, alalade defter tutma (MK. 590) işlemleri hakkında sulh mahkemesince verilen kararların temyiz edilemeyeceği-
Mirasçılardan bir kısmının mirası kabul etmiş olmasının, başka mirasçıların terekenin defterinin tutulmasını isteme hakkını ortadan kaldırmayacağı-
Miras bırakanın alacaklılarının, terekenin tesbitini (mühürlenme-sini) ve defterinin tutulmasını isteyebilecekleri-