Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminata istemi-
İtirazın iptaline karar verilmesi üzerine, alacaklının itirazın iptali kararını icra dairesine sunarak itirazın iptaline karar verilen takip alacağı yönünden icra emri tebliğ edilmeksizin itirazın iptaline karar verilen takip alacağı kadar haciz yapılabileceği- Takip talebindeki alacak kalemleri arasında yer almayıp, itirazın iptali kararında hükmedilen inkâr tazminatı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacaklarının tahsili için borçluya icra emri düzenlenerek tebliğ edilmediğine göre, belirtilen alacak kalemlerinin dosya hesabına dahil edilerek bu miktar yönünden de haciz yapılmasının mümkün olmadığı- Borçlu icra mahkemesine başvurusunda icra emri gönderilmeden itirazın iptali kararında hükmedilen yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve icra inkâr tazminatının da eklenerek dosya hesabı yapılarak malvarlığına haciz konulduğunu ileri sürdüğünden icra müdürlüğünce takibin devamına karar verilen takip alacağını aşan miktar yönünden iptali ile haczin bu miktar yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
İlk derece mahkemesine şikayet yoluyla başvuran şirketin İspanya uyruklu olup, mahkemece şikayetçinin teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece, şikayetçinin teminattan muaf olup olmadığı hususunun ... Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, şikayetçinin teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için şikayetçiye kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 20.09.2018 T. E: 2017/1181, K: 8823-
3. HD. 20.09.2018 T. E: 2016/20766, K: 8824-
MÖHUK mad. 48/2 gereğince, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişinin teminattan muaf olacağı, somut olayda, şikayetçinin teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda hükme dayanak oluşturacak nitelikte herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı'nın ilgili biriminden sorularak alınacak yazının cevabına ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Çekişme konusu taşınmazların tapu kayıt maliki ile davacı mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkin davada, davacının T.C. vatandaşı olup olmadığı, değilse MÖHUK. mad. 48 uyarınca teminat gerekip gerekmediğinin tespit edilmesi, kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, davacının mirasbırakanı ile kaydı düzeltilmesi istenen taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak gözüken kişinin, aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Mahkemece, alacaklının teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, alacaklının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için alacaklıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, alacaklı şirketin Hollanda uyruklu olduğu ve Hollanda devletinin Lahey Sözleşmesine taraf olması sebebi ile teminat muafiyetinin bulunduğu ve takip dayanağı belgelerin tercümesinin tamamlanabilecek eksiklik olduğu da dikkate alınarak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı yabancı şirketin icra takibi için öngörülen yabancılık teminatının fahiş olduğunu ileri sürülerek teminat oranının indirilmesi için yaptığı şikayet üzerine, teminatın belirlenmesinde icra takibi nedeniyle karşı tarafın uğrayabileceği zararların da dikkate alınması gerektiğinden, mahkemece, yalnızca yargılama giderleri nazara alınarak teminat miktarının belirlenmesinin doğru olmadığı; şikayet konusu işlemde borçlulara atfı kabil bir kusur bulunmadığı halde aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-