HMK.’nin 147.maddesinde yazılı hususların tebliğ zarfına şerh edilmediği, duruşma gününün bu şekilde bildirilmesinin usulsüz olduğu, "davacı tarafın duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edildiği halde gelmemesi" koşulunun somut olayda gerçekleşmediği, dosyanın işlemden kaldırılmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, usulü kazanılmış hakkın istisnası niteliğindeki yasa değişikliği uyarınca karar verilmesi gerektiği- Mahkemece davacı tarafın ıslahına değer verilerek hüküm tesis edilmesinin yerinde olduğu-
Temlik alan, alacağı devreden davalı birleşen davada davacı yerine geçmiş olduğundan kendisine dava konusunu devralan davalı birleşen dosyada davacı olarak tebliğ yapılıp taraf teşkilinin tamamlanması gerekirken kendisine tebliğ yapılmaksızın devreden huzuruyla yargılama yapılıp hüküm verilmesinin doğru olmadığı ve temyiz talebinde bulunan temlik edenin temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulması gerektiği-
HMK'da ilk derece yargılamasında, "yazılı yargılama usulü", beş aşamadan oluşacak şekilde düzenlenmiş olup kanunda belirtilen sebepler dışında, öngörülen yargılama kesitlerine uyulmadan karar verilemeyeceği- İptal ve tescil davalarının taşınmazın kayıt malikine karşı açılması zorunlu olup "muvazaa" iddiasının incelenebilmesi için, davalı ile dava dışı kişi arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunlu olduğundan bu kişinin de davalı sıfatıyla davada yer alması gerektiği-
Tahkikat aşaması sona erdikten sonra ıslahın yapılamayacağı-
Davalının sunduğu cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilip dilekçeler aşaması tamamlanmadan, ön inceleme ve tahkikat aşamalarına ilişkin usul hükümleri izlenmeden sözlü yargılamaya geçilerek karar verildiği görülmüş olup; mahkemece öncelikle cevap dilekçesinin davacıya tebliğ edilip, davacının cevaba cevap verme süresinin dolmasının, davacının süresinde cevaba cevap vermesi halinde bunun davalıya tebliği ile davalının ikinci cevap dilekçesini verme süresinin dolmasının beklenmesi, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra usulünce ön inceleme ve tahkikat yapılarak sözlü yargılamaya geçilip karar verilmesi gerektiği-
İş kazasından kaynaklı tazminat davasında verilen ilk kararın "olayın iş kazası olup olmadığının mahkemece 'ön sorun' kabul edilerek değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesi ile bozulması ve bozma ilamına uyulmak sureti ile mahkemece tahkikata dair işlemler tesis edilmesi ve  maddi tazminatın  davacı vekilinin ıslah dilekçesine itibar edilerek belirlenmesinden sonra söz konusu ilamın "bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı" gerekçesi ile tekrar bozulduğu uyuşmazlıkta, "Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine" ilişkin HMK’nin 177. maddesinde -28.07.2020 tarihinde- yapılan yasa değişikliği gözetilerek ve davacı tarafın ıslah istemine değer verilerek yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Ön inceleme aşamasında yapılması gereken usul işlemlerinin yapılması, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tek tek tespit edilmesi, tarafların tahkikat ve sözlü yargılamaya davet edilmesi, ön inceleme aşamasında yapılması gereken tüm işlemler yapıldıktan sonra tahkikata geçilmesi gerekirken ön inceleme duruşması usulüne uygun yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu- Davacılar tarafından bildirilen ikinci tanık listesindeki tanıkların dinlemelerinin hatalı olduğu-
Yargılamanın son celsesinde tahkikatın bittiği tefhim edilip sözlü yargılama için gün ve saat tayin edilmeden hüküm verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, HMK. 186 vd. gereğince sözlü yargılama için gün tayin edilip taraflara tebliğ edilerek ve sözlü yargılamada taraflara son sözleri sorularak hükmün açıklanması gerektiği- Davacının tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğu-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 147, 184 ve 186'ncı maddelerinin açık ve emredici hükmüne rağmen, davalı tarafın savunma hakkını sınırlar mahiyette tahkikat için duruşmaya davet edilmeden ve kendisine tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma imkânı tanınmadan karar verilmesinin doğru olmadığı-