Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı-
Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen kişi ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi arasında düzeltilen doğum tarihine göre 6 aylık bir zaman farkı bulunamayacağından hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermesi, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemesinin gerekeceği-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olduğundan salt taraf beyanları, tanık anlatımı ve köy muhtarınca mahkemeye hitaben yazılı beyan ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Çocuk Mallarının Korunması
Davanın Af Kanunu'na göre yapılan tescile itiraza ilişkin olduğu, davanın açıklanan bu niteliğine göre inceleme görevinin aile mahkemesine ait olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu, görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetileceği-
Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmayacağı, usulüne göre diğer kayıtların düzeltileceği-
Davanın, gerçeğe aykırı olarak düzenlenen nüfus kaydının iptali istemine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinden kaynaklandığı, bu davalara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılacağı, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden nazara alınmasının da zorunlu olduğu-
Nüfus kaydı düzeltilen kişinin annesinin, yaşamın olağan akışına uygun olarak o tarihte doğum yapmasının mümkün olması gerekeceği-
Medeni kanunun yürürlüğe girmesinden önce “evlatlık” kurumu mevcut olmadığından, nüfus kayıtlarında görünen “manevi evlat” kaydının geçersiz olduğu, geçersiz olan kaydın iptali için ayrıca dava açmaya gerek bulunmadığı–