Ayrı ülkede yaşayan taraflarla çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken, tarafların ayrı ülkelerde yaşamaları da dikkate alınarak, idrak çağında bulunan küçüğün görüşüne de başvurulup, onun görüşü de değerlendirilerek, daha uzun uygun süreli bir kişisel ilişki tesisi gerekeceği-
Velayeti annede olan çocukla davalı-karşı davacı baba arasında ayın belirli haftalarında yatılı da kalacak şekilde uygun kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Taraflar ayrı yerlerde yaşadıklarından davalı baba ile müşterek çocuk arasında yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekeceği-
Çocuk ile davacılar arasında kişisel ilişki düzenlenmesinde kişisel ilişkinin “davacıların evinde” şeklinde koşul konulması kişisel ilişkiyi sınırlayacağından hükmün bu bölümünün düzeltilmesi gerekeceği-
Velayeti anneye verilen küçük ile davalı arasında aynı şehirde oturdukları halde “her ayın 2. haftası C.rtesi günü saat 9.00’dan akşam 17.00’a kadar kişisel ilişki kurulması yetersiz olduğundan her ayın iki hafta sonu gece yatısına kalacak şekilde davalı baba ile küçük arasında kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Müşterek çocuklar ile davalı baba arasında milli bayramların bir gün olduğu ve ikinci günü olmadığı nazara alınmadan milli bayramların ikinci günleri kişisel ilişki kurulamayacağı-
İnfazda duraksamaya yol açacak şekilde davalı baba ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin saatinin gösterilmemesinin gerekeceği-
Velayeti babaya bırakılan müşterek çocukla anne arasında her ayın 1. ve 3. haftası C.rtesi günleri kurulan kişisel ilişkinin yatıya kalacak şekilde düzenlenmesinin gerekeceği-
Kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine olması gerekirken annesinin velayet hakkını kısıtlar, anneden uzun süre ayrı kalması sonucunu doğurur şekilde hüküm kurulamayacağı-
Yabancı mahkeme kararında, velayeti anneye verilen çocuk ile kişisel ilişki düzenlenmemesi Türk kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturmayacağından baba ile kişisel ilişkinin sonradan da düzenlenebileceği-