Mahkemece davacı-davalı baba ile müşterek çocuk arasında infaza elverişsiz şekilde zamanı belirtilmeksizin "şahsi ilişki tesisine" şeklinde karar verilemeyeceği-
Velayet hakkı kapsamındaki davalarda, niteliği gereği "re'sen araştırma ilkesi" geçerli olduğundan; mahkemece re'sen delile başvurulabileceği gibi, tarafların da delil gösterme hakkına haiz olduğu-
Çocukla kişisel ilişkinin, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi için de önem teşkil edeceği-
Kadın, ziynet eşyasının koca tarafından alındığını ve iade edilmediğini ileri sürmüş, koca ise, ziynetlerin kadın tarafından götürüldüğünü savunmuş olduğundan; kadının dava konusu ziynet eşyalarının varlığını, elinden alındığını ve iade edilmediğini, eşinde kaldığını ispat yükü altında olduğu- Davalı-davacı koca, davacı-davalı kadın adına kayıtlı bulunan taşınmazın kendisi tarafından alındığını, bu nedenle kadın adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini de talep ettiğinden ve yatırılan başvurma harcı her iki talebi de kapsadığından kocanın bu talebiyle ilgili davası yönünden dava değerinin açıklattırılması, peşin nispi harcın tamamlanması için süre verilmesi, harcın tamamlanması durumunda ise boşanma hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve ilgili davanın incelenebilir hale geldiği nazara alınarak bu talep yönünden inceleme yapılıp bir karar verilmesi gerekeceği- Velayeti anneye verilen müşterek çocuklar ile baba arasında uygun kişisel ilişki kurulması gerektiği-
Velayet kendisine verilmeyen baba ile çocuk arasında, babanın çok sık ve masraflı yolculuk yapmaya zorlanması sonucunu doğuracak ve kişisel ilişkiyi fiilen imkansız kılacak şekilde sık ve kısa süreli kişisel ilişki yerine; tarafların durumuna uygun, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğu da fiziksel ve ruhsal yönden örselemeyecek şekilde daha ağırlıklı ve yeterli sürelerle kişisel ilişki kurulmasının gerekeceği-
Babanın çocuğa karşı olan tutum ve davranışları çocukla kişisel ilişki hakkının alınmasını gerektirecek nitelikte olmadığından; babanın davranışları da dikkate alınarak velayeti davalı-davacı (anne) de bulunan çocukla davacı-davalı (baba) arasında uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekeceği-
Öncelikle çocuğun velayetinin düzenlenmesi ve sonucuna göre davacıya kişisel ilişki kurma hakkının tanınmasına karar verilmesi gerekeceği-
Müşterek çocukların velayeti davalı babadan alınıp davacı anneye verildiği halde, velayet kendisine bırakılmayan davalı baba ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişkinin düzenlenmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Davalı-davacı annenin ortak çocuğun icra marifeti ile alması sırasında, çocuğu pencereden sarkıtarak hayatını tehlikeye attığı, müşterek çocuğun bu olay nedeniyle travma yaşadığı, uzmana annesinden korktuğunu, babasıyla birlikte kalmak istediğini bildirdiği; uzmanın davacı-davalı babaya verilmesi yönünden rapor düzenlediği anlaşılmasına rağmen, mahkemece yerinde olmayan gerekçeyle ortak çocuğun velayetinin koruma tedbiri kapsamında geçici olarak davalı-davacı anneye verilmiş olmasının isabetli olmadığı-
İade isteğinin reddini gerektirecek vahim bir tehlikenin varlığı veya geri dönmelerinin çocukları fiziksel ve psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı ya da başka bir şekilde müsamaha edilemeyecek bir duruma düşüreceğine dair ciddi bir riskin ve sözleşmede kabul edilen diğer iadeden kaçınma sebeplerinin varlığı kanıtlanamadığına göre; isteğin kabulü gerekeceği-