Borçlu hakkında alınan 12.09.2013 tarihli ve 20.000 TL için verilen ihtiyati haciz kararının, 13/09/2013 tarihinde icra müdürlüğüne sunularak takip başlatıldığının, aynı tarihte borçlunun malvarlığına ihtiyati haciz konulmasının talep edildiğinin, dava tarihi itibariyle takibin kesinleşmediğinin görüldüğü, dosyada mevcut icra müdürlüğünün tapu müdürlüklerine yazmış olduğu şikayete konu müzekkereler incelendiğinde "haciz" ibaresinin belirtildiği ve infazının da bu şekilde yapıldığı, tapu sicil müdürlüğündeki şerhlerin de müzekkere uyarınca "icrai haciz" olarak konulduğu ve alacak miktarının 450.000 TL olarak belirtildiği görülmüş olmakla, işlemin niteliği ihtiyati haciz olup müzekkerelerin ihtiyati haciz şeklinde ve 20.000 TL olacak şekilde yazılması gerektiği-
Haciz konulan bir malın satış tutarının, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin edeceği- Alacaklılara pay ayrılırken, bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle hesaplanarak, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenleneceği-
Hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği, istinaf edilen kısa karar bu hususları kapsamadığından, istinaf denetimi mümkün olmadığı-
İhtiyati haciz talebinin reddi kararının İİK mad. 260 ve HMK mad. 297/1-c'ye uygun olarak yazımı gerektiği, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği, istinaf edilen kısa karar bu hususları kapsamadığından, istinaf denetimi mümkün olmadığı-
Takibe konu bonoya dayalı olarak 20.000 TL'lik kısmı için Ticaret Mahkemesi’nce ihtiyati haciz kararı verildiğinden, mahkemece, bu yönde yapılan şikayetin kısmen kabul edilerek, ihtiyati haczin infazına ilişkin haciz işlemlerinin 20.000 TL yönünden geçerli olmasına karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için "mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması" yeterli olduğu- İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için "mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması" nın yeterli olduğu- Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz isteyebileceği-
İhtiyati haciz kararının İİK'nın 260. maddesi uyarınca gerekçeli karar şeklinde yazılması gerekmekte olup, esasen Yargıtay denetiminin de gerekçeli karar üzerinden yapılmasının mümkün olduğu-
Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerektiği-
İhtiyati haciz istemlerinde maktu vekalet ücretine hükmedileceği-
Taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerekeceği-