İşyerindeki prim uygulama esasları ile emsal işçiye ödenen ücret ve sağlanan mali hakların tespit edilerek, söz konusu işçilik alacaklarının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi, karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale gelebileceğinden, prim, ücret farkı, kira yardımı ve geçici görev yolluğu alacaklarına yönelik taleplerin, belirsiz alacak davası türünde açılmasında hukuki yarar bulunduğu-Belirsiz alacak davalarında, dava dilekçesinde asgari bir değer gösterilmesinin zorunlu olduğu-
22. HD. 23.10.2018 T. E: 2017/15826, K: 22969-
22. HD. 23.10.2018 T. E: 2017/14984, K: 22909-
22. HD. 23.10.2018 T. E: 2017/16065, K: 22939-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunlu olup, bu durumun yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olduğu- Dava konusu döneme ilişkin tüm SGK kayıtları ile ilgili döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri incelenerek, çalışmaların hangi işverenlere ait işyerinde geçtiğinin belirlenmesi ve araştırmanın sonucuna göre, çalışmanın geçtiği işverenler arasındaki ilişki, gerek asıl işveren alt işveren ilişkisi gerekse işyeri devri kuralları bakımından değerlendirilerek sonucuna göre alacak miktarının belirlenmesi gerektiği- Salt tanık beyanlarına itibarla davacının fazla çalışma yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmesi yerinde olmayıp, davacının yapmış olduğu işin niteliği, süresi, kapsamı ile mevsim koşulları ve işyerine özgü diğer tüm özellikler bir arada değerlendirildikten sonra davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı noktasında bir sonuca varılması gerektiği- 
22. HD. 23.10.2018 T. E: 2017/39026, K: 22928-
22. HD. 23.10.2018 T. E: 12708, K: 22995-
22. HD. 23.10.2018 T. E: 12371, K: 22980-
22. HD. 23.10.2018 T. E: 13740, K: 22864-
Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde olmadığı, bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitireceği, mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamayacağı, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulması hatalı olduğu-