İİK 308/b uyarınca açılan davanın, arabulucuya başvurulmadan anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği- Davacı tarafça sunulan tutanağa göre anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak düzenlenmeden dava açıldığı açık olduğundan, mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde, herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği- Davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedildiğinden, AAÜT 7/2 maddesine göre vekalet ücretine hükmedileceği- Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesine göre hükmedilecek nisbi vekalet ücreti tarifenin 2. Kısmının 2. Bölümünde yazılı miktarı geçemeyeceği-
Konkordatonun tasdiki ile konkordato talep eden şirket tarafından tasdik kararını izleyen ayı takip eden 28.10.2019 tarihinde ilk taksit olmak üzere konkordato projesi kapsamında kalan tüm borçlarını %20 iskonto ile birer ay ara ile 4 eşit taksitte ödenmesine, çekişmeli alacaklar yönünden ise İİK 308/b-2. maddesi gereğince depo kararı verilmesine-
Tarafların yapacakları farklı hukuki nitelemenin hakimi bağlamayacağı, hakimin ancak tarafların kendisine bildirdikleri vakıalar ile bağlı olacağı, fakat bu vakıalara uygulanacak hukuk kurallarını bulup uygulamakla yükümlü olduğu, tarafların bildirdikleri hukuki sebeplerle bağlı olmadığı- İlk derece mahkemesi kararına konu davanın davalı iflas idaresi yönünden "kayıt kabul davası" niteliğine sahip olduğu, bu davanın daha önce açılan bir dava dosyasında, aynı davalıya karşı, aynı sebeplerle ve aynı miktarlarla açıldığı ve davanın mahkemece reddine karar verildiği, bu yönden HMK 114/ı maddesinde açıklanan dava şartlarından derdestlik durumunun doğduğu davanın derdest olmamasının, HMK 114 maddesine göre dava şartı olarak tespit edildiği, HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartların aykırılık saptanması halinde, davanın usulden reddi gerektiği- Derdestlik nedeni ile birleştirmenin de söz konusu olamayacağı- Diğer davalı yönünden de, dayanak gösterilen ve davalının açtığı konkordatonun tasdiki davasında verilen davanın kabulü kararının istinaf mahkemesince ortadan kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesi karşısında yine davanın bu davanın görülmesinde hukuki yarar şartı kalmadığından istinaf başvurusunun reddi gerektiği-
Mahkemece, davacının kabul ettiğini beyan ettiği bilirkişi raporunda, takip talebindeki tutarlar dikkate alınarak yapılan hesap esas alınmış olduğundan, dava dilekçesinin incelenmesinde davacının talebi, takip konusu borcun değil kredi sözleşmesinden doğan borcun konkordatoda dikkate alınması olduğundan, davacının alacağının taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesindeki şartlar çerçevesinde belirlenmesi gerekeceği ve davada doğrudan dayanmadığı takip talebindeki şartların göz önünde tutulması ve alternatifli biçimde hazırlanan raporun davacı tarafından kabulünün, aleyhe olan kısmın da kabul edildiği anlamında yorumlanmasının isabetsiz olduğu-
İİK'nın 302. maddesi uyarınca itiraza uğrayan alacağın tesbiti istemine ilişkin davada, davacı tarafça %5 oranı üzerinden BSMV alacaklarının da tesbiti istenmiş olup, bilirkişi raporunda BSMV alacağı hesaplanmış ve mahkemece de bu alacağın tesbitine karar verilmişse de, BSMV’nin asıl borçlusunun -6802 s. Gider Vergileri Kanunu uyarınca- bankalar olup, nakden ve hesaben aldıkları paraların, bu vergiye tabi olduğu, bankanın bu vergiyi yansıtması ancak sözleşme ile mümkün olduğu-
Davacının alacağının konkordato mühleti içerisinde teminatlı olduğu kabul edilerek nisap dışı bırakılmış olması halinde, bu hususun İİK.nun 302. maddesi uyarınca açılan dava içerisinde tartışılamayacağı
Kredi borçlusunun "keşideci", davacı-alacaklı bankanın ise "lehtar" olduğu senetlerde, davacı-alacaklının 'rehinli alacaklı' sayılamayacağı
Borçlunun itiraz ettiği alacakların "nizalı alacak" olarak işlem görmesi gerekeceği-
Konkordato mehli içerisinde "alacağın teminatlı olup olmadığı"nın irdelenip bu konuda bir karar verilmiş olması halinde, bu hususun artık konkordato prosedürü içinde İİK. 302 uyarınca açılan "nizalı alacağın tesbiti davası"nda tartışılamayacağı
İflâs içi konkordatonun kabulü nedeniyle iflâsın kaldırılması durumunda, iflâs prosedürü sırasında açılan kayıt kabul davası bağlamında söz konusu alacak borçlu tarafından kabul edilmemişse, kayıt-kabul davasının sonucunda bir alacak belirlendiği takdirde, bunun onanan konkordato koşulları çerçevesinde ödenmesi gerekeceği–