Davalı tarafından sunulan, davacının imzasını havi ve davacı tarafından imza inkarında bulunulmayan, hile, tehdit ve ikrah yoluyla imzalatıldığı davacı tarafından ispat edilemeyen, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları açısından davalı savunması ile çelişmeyen, iş sözleşmesinin feshinden sonra imzalanan ve tüm bu nedenlerle geçerli olan ibra sözleşmesi (ibraname) gereği, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı vekiline ıslah dilekçesini açıklaması, hangi alacağı ne miktarda arttırdığını açık bir şekilde belirtmesi için süre verip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı işveren ibraname savunmasına dayanarak talep konusu işçilik alacaklarının yerinde olmadığını ileri sürmüş olup sunulan ibranamenin irade fesadı altında alındığı kanıtlanamadığı gibi savunma ile de çelişmediğinden ibranameye değer atfedilerek davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının reddi gerektiği-
Davacının ibraname imzalatıldıktan sonra kendisine ödeme yapılmadığı yönündeki iddiası karşısında, ibranamede belirtilen miktarların işverence ödenip ödenmediğinin tespiti için, davalı işverenin banka hesapları ile ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırarak, fiili olarak ödemenin yapılıp yapılmadığı hususunun tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturması ve gerektiği-
Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borcun tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabileceği- İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşunun 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmayacağı- İbranamenin tarih içermemesi ve içeriğinden de fesih tarihinden sonra düzenlendiğinin açıkça anlaşılamaması durumunda ibranameye değer verilemeyeceği- İbra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde, ibra iradesinden söz edilemeyeceği- İşe girerken alınan matbu nitelikteki ibranameler bakımından iş ilişkisinin devam ettiği süre içinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği- İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiğinin söylenemeyeceği- İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığının ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmayacağı- Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebileceği- İbraname savunmasının, hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğinde olmakla yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
İbra sözleşmelerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borcun ifa yoluyla sona ermiş olacağı; kısmi ödeme hallerinde ise yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu- Davacı ve davalı işyeri arasında, 28.05.2010 'a kadar davacının, yapmış olduğu fazla çalışma ücretlerini aldığını beyan ettiği bir ibraname bulunduğundan, noterde düzenlenmiş olan ibranameyi irade fesadına uğrayarak verdiğini ispat etmesi gerektiği- 28.05.2010 tarihinden önceki döneme ait fazla çalışma alacağının hesaplanmaması gerektiği-
İbraname savunmasının, hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğinde olduğu ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği- Noterde düzenlenmiş ve geçerli olduğu anlaşılan ibranamelerde kısmi ödeme bulunduğundan anılan belgelerin "makbuz" hükmünde olduğu kabul edilerek ödenen miktarlar mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
“İstifa ettiğim .... tarihine kadarki ücretlerimi, fazla mesai ve izin ücretlerimi, sosyal haklarımı aldım.” şeklindeki ibraname, 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde düzenlenmiş olup miktar içermemekte, savunma ile çelişmekte ve ayrıca altında ihtirazi kayıt bulunduğundan ibranamenin bu hâliyle geçersiz olduğu-
İstifa ve ibranamenin niteliği, yazılış biçimi, davalı alt işverenin savunması ve özellikle bu savunmaya dayanak işten ayrılış bildirgesi dikkate alındığında iş sözleşmesinin, davalı alt işveren tarafından işin bitimi nedeniyle sona erdiği, davacının bundan sonra asıl işveren nezdinde çalışmaya başladığı, istifa ve ibra belgesinin de asıl işverende işe başlama sırasında alındığına dair davacı iddiasının ispatlandığı, buna göre matbu ve boşlukları doldurulmuş ibranamenin geçersiz olduğu anlaşılmakla, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekeceği-
Asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde, cezai şart alacağı ve tazminat alacağının talep edildiği; toplam talep miktarının 10.000,00 TL şeklinde gösterildiği; talep edilen 10.000,00 TL'nin ne kadarının cezai şart, ne kadarının tazminat talebine ilişkin olduğu hakkında ise bir açıklama yapılmadığı; mahkemece, talep miktarının her bir alacağa düşen kısmını açıklanması için davacı-karşı davalı tarafa süre verilmesi gerektiği-
Fazla mesai ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, davalı işveren tarafından ibraz edilen ibraname ile, davacının 10.03.2008- 30.06.2009 tarihleri arasında çalışmış olduğu döneme ilişkin olarak dava konusu hafta tatili ve fazla çalışma ücretlerini aldığının belirtildiği ve işverenin diğer bir kısım işçilik alacakları ile birlikte bu alacaklar yönünden ibra edildiği; davacı taraf ibraname alınırken iradesinin fesada uğratıldığını iddia etmediği gibi, ibranamedeki imzaya itiraz da etmediği; ayrıca bu ibranamenin davalı savunması ile çelişmediği; bu itibarla, dosya kapsamındaki ibranamenin geçerli olduğu; mahkemece geçerli olduğu anlaşılan ibraname değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre hafta tatili ve fazla çalışma alacakları konusunda karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor