Davacı ile gayri resmi birliktelik yaşayan, bu birliktelikten dünyaya gelen çocuğun babası olduğunu kabul eden, nüfusa kayıt işlemleri gündeme geldiğinde ise "eşinden boşanacağını, evlendikleri zaman çocuğun nüfusu ile ilgili bir sorunun kalmayacağını" beyan eden erkeğin bu aldatıcı davranışları ile aleyhine babalık davasının açılmasını engellediği- Tarafların ortak çocuğun doğumundan önce ve sonra birlikteliklerini bir aile oluşumu içinde sürdürdükleri, resmi evliliğin gerçekleşeceği yönünde davalının davacıda güven duygusu yarattığı ve onu oyaladığı kanıtlandığından, babalık davasının süresinde açılmadığından bahsedilemeyeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 426. maddesinde temsil kayyımı gerektiren haller düzenlenmiş olup, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa vesayet makamının, ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı-Temsil kayyımı atanmasına konu menfaat çatışmasının tarafları, temsil olunan ile onun yasal temsilcileri olduğu- Küçüğün menfaati ile yasal temsilcinin menfaati arasında salt soyut bir tehlike olasılığının varlığının da, temsil kayyımı atanması için yeterli olduğu-
Davacı ............ kendi adına asaleten, velayeti altında bulunan 05.07.2004 doğumlu ............’ye velayeten mirasın reddini istemekle kendisi ile ......... arasında menfaat çatışmasının oluştuğu, Türk Medeni Kanunu'nun 426/2. maddesi ......... için bir kayyım tayin ettirilmesi, davanın kayyım tarafından devam ettirilmesi ve gösterdiği takdirde delilleri toplanıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece, ilgili bankalardan mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren hesap hareketleri temin edilerek mirasçıların terekenin benimsenmesine yönelik eylemlerinin bulunup bulunmadığının denetlenmesi ve ölüm tarihi itibari ile hesapta para bulunması durumunda terekenin aktifi kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği- Mahkemece, murisin kendisinden önce ölen babası ........ adına kayıtlı taşınmazların murisin ölüm tarihi itibari ile araştırılması, ............’nin terekesinde muris ...........’nin miras payı tespit edilerek mirasbırakanın terekesinin aktifinin belirlenmesi, murise ait .............. ve ............. plakalı araçların değerinin uzman bilirkişi marifeti ile hesaplattırılması, murisin borçlu olduğu takip dosyaları temin edilerek ölüm tarihi itibari ile pasifi duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerekeceği-
Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanmıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirleyeceği ve bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkemenin şirketin feshine karar vereceği-
Vesayet altına alınmış bir ortağın vasisi sıfatıyla yönetim kurulu üyesinin ibra oylamasında vesayeten oy kullanıp kullanmayacağı-
TMK. mad. 594 uyarınca açılan malvarlığının intikali, tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkin dava hasımsız görülebilir mi?
8. HD. 31.10.2019 T. E: 5367, K: 9691-
3561 Sayılı Kanun'a dayalı olarak açılan kayyım atanması istemi-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen koca tarafından çocuklar ile anneleri aleyhine açılan soybağının reddine-
Somut olayda, davacılar tarafından 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca ... Defterdarının kayyım olarak atanmasının istenildiği, bahsi geçen Kanun uyarınca Hazinenin hak ve menfaatinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, bu kapsamda kayyımdan delillerinin sorulup toplanması ve tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- O hâlde, HMK 'nın 320. maddesinin 1. fıkrasında, “mümkün olan hâllerde” taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verileceği düzenlenmiş ise de, dosyada mevcut delillerin karar verilmesine yeterli görülmediğinin kabulü zorunlu olup; somut olayda, dosya üzerinden karar verilebilmesi için “mümkün olan hâller” bulunmadığından, taraflara hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan ve taraflar duruşmaya davet edilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-