Velayetin değiştirilmesi sonucu, velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlü olduğu- Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı da ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin de velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi olması gerektiği-
Velayetin düzenlenmesinde asıl olanın, küçüğün yararının korunması ve geleceğinin güvence altına alınması olduğu ve mahkemece yargılama aşamasında taraflarca ileri sürülen iddiaların, meydana gelen yeni gelişmelerin göz önünde tutularak tüm delillerin büyük bir titizlikle incelenerek sonuca gidilmesi gererktiği- Davacı baba dava dilekçesinde tanık deliline dayanmasına karşın mahkemece davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için gerekli imkân tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkına aykırı olacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu- Sadece pedagog tarafından düzenlenen uzman raporu dikkate alınarak bir değerlendirilme yapılmasının hatalı olduğu- Mahkemece davacı tanıkları dinlendikten ve aile mahkemesi bünyesinde bulunan "psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan" oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındıktan sonra diğer tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayet hususunda bir karar verilmesi gerektiği-
2. HD. 06.04.2017 T. E: 497, K: 3945-
Davacı baba, boşanma ile velayeti davalı anneye bırakılan ortak çocukların velayetlerinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmişse de, ortak çocukların mahkeme ilamına rağmen baba tarafından anneye teslim edilmemiş ve çocuklarla anne arasındaki bağ fiilen koparılmış olduğu, davalı babanın, anne tarafından çocuklara cinsel istismarda bulunulduğuna ilişkin iddiaları ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve davalı annenin velayet görevini yerine getiremeyeceğinin kanıtlanamamış olduğu, taraflar arasında görülen boşanma davasında alınan üç ayrı sosyal inceleme raporu ile eldeki davada alınan sosyal inceleme raporlarının da bu doğrultuda olduğu görüldüğünden, velayetin değiştirilmesine ilişkin davanın reddi gerekeceği-
Davalı anne , müşterek çocuğun velayetinin kendisine bırakılmasından karardan sonra, çocuğa bakacak durumu olmadığından, çocuğun velayetinin babaya verilmesini kabul ettiğinden, davacı babanın barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı araştırılarak soncunda bir karar verilmesi gerektiği-
Baba kendisine velâyet hakkı verildiği halde müşterek çocukları yanına almayarak velâyetle ilgili görevini ifa etmediğinden, müşterek çocukların velayetlerinin babadan alınıp, anneye verileceği-
Velayet hakkı kendisine verilen annenin müşterek çocukları yanına almayıp, velayet ile ilgili görevlerini yerine getirmediğinden çocukların velayet haklarının davalı anneden alınıp, davacı babaya verileceği-
İdrak çağındaki çocuğun babasının yanında eğitimine devam ettiği ve velayetin babasına verilmesini istediği, beyanı doğrultusunda velayetinin anneden alınarak babaya verilmesi gerektiği-
Gerek çocuğun 3. kişi yanında bırakılması gerekse de idrak çağındaki çocuğun isteği doğrultusunda müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesi gerektiği-
Velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması gerekip, bu nedenle, mahkemece çocuğu başkasına bırakma, ihmal etme, kaçırma, iradi olarak terk etme, yönlendirme hususları ile tarafın velayet talebinin olup olmaması, şiddet uygulaması, sadakatsizliği, ekonomik durumu, mesleği, yaşadığı ortam, kötü davranışı, alkol bağımlılığı, sağlığı, dengesiz davranışlarının dikkate alınması gerekeceği-