Mahkemece, nama ifa kapsamındaki işler bakımından nama ifa ile birlikte bedelinin avans olarak tahsiline karar verilmesi, nama ifa kapsamı dışında kalan imalatlar yönünden ise belirlenen nefaset bedelinin hüküm altına alınması gerekeceği- Mahkemece, HMK’nın 31. maddesindeki, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıdan eksik iş bedeli ile ilgili BK’nın 97. maddesi hükmüne uygun nama ifa mı yoksa eksik iş bedellerinin tahsilini mi talep ettiği hususunda açıkça beyanı alınıp, sonucuna göre davacının talep etmesi halinde eksik işler ile ilgili nama ifaya izin verilmesi, nesafet farkı gerektiren ayıplı imalatlara ilişkin bedelin ise nama ifa kapsamı dışında tutularak normal alacak hükmü kurulması gerektiği gözetilerek, davacı tarafın hükmü temyiz etmemesi ile oluşan usuli kazanılmış haklar da dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, infazda tereddüde mahal bırakmamak için nama ifasına izin ve yetki verilen iş ve işlemleri hüküm fıkrasında tek tek belirtilip, infazı mümkün hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde infazı mümkün olmayacak genel nitelikli yetki ve izin verilmesinin de doğru olmadığı-
Temerrüt nedeniyle oluşan gecikme tazminatının hükmün kesinleşmesinden sonra bilirkişi kurulunca belirlenen eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi için gereken makul sürenin sonuna kadar talep edilebilmesinin mümkün olduğu, hal böyle iken, imalat süresinin dava tarihine eklenerek tespit edilen gecikme tazminatına asıl davada karar verilerek birleşen davalardaki istemin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Nama ifa davalarında belirlenen masraf tutarı ve bunları karşılamak için satışına izin verilen değerlerin avans niteliğinde olup, kesin miktar olmadıkları, bu duruma göre, mahkemece, bağımsız bölümlerin hangi bedelle satıldığı, buna karşılık daha önceden mahkemece tespit edilen eksik ve kusurlu işlerin hangi bedelle giderildikleri taraflardan delilleri sorularak saptandıktan sonra, yapılan masrafların bağımsız bölümlerin değerini aşması halinde yüklenicinin tescil talebinin kabulü yoluna gidildiği takdirde birlikte ifa hususu düşünülerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bağımsız bölümlerin avans niteliğinde satışa izin verilmesi olgusu yanlış değerlendirilerek 2009/467 esas sayılı dosyadaki farka hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Bir şeyin yapılmasına müteallik borç, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklının masrafı borçluya ait olmak üzere borcun kendisi tarafından ifasına izin verilmesini talep edebileceği- Nama ifaya izin verilebilmesi için sözleşmenin yürürlükte olması, borçlunun edimin ifasında temerrüde düşmesi ve borcun “yapma borcu"na ilişkin bulunması gerektiği- Hakimin bu talep üzerine konusunda uzman bilirkişi yardımı ile keşif yaparak eksik bırakılan ve ayıplı yapılmış olan iş kalemlerini ve bunların tamamlanması ve giderilmesi masraflarını tahminen saptayarak, izin kararını vereceği- İzin kararının hüküm fıkrasında da eksik ve ayıplı iş kalemleri ile her birinin tahmini masrafları tek tek gösterileceği- Yüklenicinin sözleşmede olmadığı halde kendi iradesi ile inşaatın ortak alanlarına, kendisine verilen bağımsız bölümlere aynen yansıtılan değer artırıcı işler yapması halinde fazla işler bedelinin tahsili talebinde bulunamayacağı- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaatın iskân ruhsatı alınmış şekilde teslimi taahhüt edilmiş ve iskan alınması teslime karine ise de yüklenici tarafından arsa sahiplerine isabet eden dairelerin daha önce fiilen kullanılabilir durumda eksiksiz teslimi halinde arsa sahiplerinin bu tarihten sonra kira kaybı talep edemeyeceklerinin kabulü gerektiği- Mahkemece, projede arsa sahiplerinin imzası bulunmamasına rağmen inşaatın projeye uygun yapılmasına arsa sahiplerinin ne şekilde rıza gösterdiklerinin somut kanıt ve dayanakları açıklanmadan ve tartışılmadan, soyut bilirkişi görüşüne itibarla arsa sahiplerinin bu konuda rızalarının olduğunun kabulünün hatalı olduğu-
Kira tazminatı ile ilgili olarak ıslah dilekçesi verilip harç tamamlanmışsa da, nama ifa ile ilgili izin kapsamında eksik işler bedeli ile ilgili olarak harç yatırılmamış olup mahkemece, bu kapsamdaki eksik işlerle ilgili harç tamamlanmak üzere süre verilerek, re'sen eksik harcın tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde, yargılamaya devam edilmesi, aksi halde bu talep yönünden dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ''genel şartlar'' bölümünde, binanın başlangıcından iskân ruhsatı alımına kadar tüm maddi harcamaların müteahhite ait olacağı kararlaştırıldığı gibi, inşaatın devamı süresince inşaatla ilgili olarak mühendislik ücretlerinin de müteahhite ait olacağı kararlaştırılmış olup yapı sahibi ile yapı denetim şirketi arasında yapılan mühendislik hizmet bedelleri de, bu kapsamda kalan mühendislik giderlerine dahil olup, bu giderlerin de davalı yüklenicinin sorumluluğunda olduğunun kabulü gerektiği- Bilirkişi raporunda, yapı denetim firmasına davacı tarafından ödenen ücret de, nama ifa kapsamında hesaplamaya dahil edilmiş ise de, mahkemece bu kalem çıkarılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Nama ifaya izin kararının hüküm fıkrasında, eksik ve ayıplı iş kalemlerinin her birinin ve tespit edilen masraf bedelinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, infazda tereddüte yer verecek şekilde genel ifadelerle nama ifaya izin verilmesinin hatalı olduğu-
Nama ifaya izin davasında anılan işlerin yapılıp borçların ödenmesi amacıyla davacılara sözleşme gereği yükleniciye isabet eden bağımsız bölümlerin nama ifaya izin kapsamında satışa izin yetkisinin verilmesi gerektiği, artan para olursa da davalı adına açılacak hesaba yatırılması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle BK'nun 97. maddesine göre nama ifaya izin ve satış yetkisi verilmesi istemlerine ilişkin davada, nama ifanın hükme esas alınan bilirkişi kurulu ek raporuna ilişik imalat listesine göre yapılacağı ve imalat tutarını aşan yükleniciye ait bağımsız bölümler yönünden yüklenicinin ayrıca talepte bulunabileceği-
Davanın, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan nama ifaya izin istemine ilişkin olduğu, BK'nın 97. maddesine göre bir şeyin yapılmasına müteallik borç, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklının masrafı borçluya ait olmak üzere borcun kendisi tarafından ifasına izin verilmesini talep edebileceği, bu maddenin uygulanabilmesi için yüklenicinin sözleşme hükümlerine aykırı olarak borcunu yerine getirmediğinin sübuta ermesi ve bu konuda temerrüde düşürülmesi gerekeceği-
Davanın, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı eksik ve ayıplı ifadan dolayı tazminat, nama ifaya izin ve yapılan bir kısım giderin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemlerine ilişkin olduğu, mahkemece aynı bilirkişi kurulundan bir asıl ve iki ek raporun alındığı, asıl rapora yapılan itiraz üzerine düzenlenen her iki ek raporda bir kısım ayıplı ve eksik iş kaleminin raporu düzenleyen bilirkişi kurulunun uzmanlığı dışında olduğu açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece, bu kalemlerle ilgili ve ayrıca piyasa rayicine yapılan itirazlara yönelik yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiği hususu düşünülmeden sonuca ulaşıldığı-
Davanın, eksik, ayıplı imalat giderim bedelinin tahsili ve yüklenici namına ifaya izin verilmesi istemlerine ilişkin olduğu, davada, 818 sayılı BK'nun 97., TBK'nın 113. maddesi uyarınca nama ifaya izin istendiği, bu tür taleple beraber alacaklının ifa edilecek işler yönünden avans istemesinin de mümkün bulunduğu, nitekim, davacı arsa sahibinin önce bu yönde 8.000,00 TL'nin tahsilini istemişse de daha sonra bu talebini arttırarak 73.271,00 TL'nin tahsilini istediği, bu hale göre nama ifa için belirlenen bedelin aynen hüküm altına alınması gerekirken faiz yürütülmesinin yerinde olmadığı-