Davacı Kurum tarafından sadece işverene karşı rücuan alacak davası açılmış olduğundan kusurlu olan ihtiyari dava arkadaşı hakkında ek dava açılması ve bu dava ile birleştirilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken usule aykırı olarak sigorta şirketinin daha sonra davaya dahil edilmesinin mümkün olmadığı-
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacılar arasında zorunlu değil ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu anlaşıldığından, davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin farklı olması gözetilerek, her bir davacının reddedilen tazminat talebi üzerinden, davalılardan İETT Genel Müdürlüğü yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Mahkemece "satış ilanlarının", kendilerini vekille temsil ettirdikleri halde borçlu asillere gönderildiği ve bunun da tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gerekçesiyle verilen "şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine" dair kararın ihale alıcısı tarafından temyiz edilmemesi ile, kendisi için ihalenin feshine ilişkin icra mahkemesi kararı şekli anlamda "kesin hükme" dönüşmüş olduğundan bu kararın özel dairenin bozmasından sonra ihale alıcısı lehine sonuç doğurmayacağı gibi, yerel mahkemenin direnme kararını da ihale alıcısının temyiz etme hakkı ortadan kalkmış olduğundan, ilk kararı temyiz etmeyerek kendisi için şekli anlamda kesin hükme dönüşen direnme kararını ihale alıcısının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
HUMK 57. maddesi ve HMK’nın 68. maddesi uyarınca, hüküm sadece lehine fer'an müdahale edilen taraf hakkında verilebileceğinden, hükme karşı temyiz yoluna başvurma hakkının da hakkında hüküm tesis edilen asıl tarafa ait olduğu, davada lehine müdahale edilen taraf hükmü temyiz ederse onunla birlikte hareket etme yetkisine sahip olan fer'i müdahilin de hükmü lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edebileceği, aksi halde tek başına hükmü temyiz edemeyeceği, ancak, anılan madde hükmüne aykırı olarak müdahil hakkında da hüküm verilmişse, fer’i müdahilin hükmü sadece kendisi hakkındaki bölümü bakımından (hükmün kendisine ilişkin bölümünü) temyiz edebileceği-
Davacının aynı dilekçe ile iki farklı işverene karşı hizmet tespit davası açtığı somut olayda, ayrı ayrı iş yerlerine sahip olan bu davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğunun kabulü olanaksız olduğundan, HMK'NIN 167.maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar verilmesi gerektiği-
Aynı işverene karşı üç çalışan birlikte dava açmış olmasına karşın, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp her birinin hizmet süresi, ücreti, yaptığı iş farklı olabileceğinden davaların tefrik edilerek ayrı ayrı sürdürülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Vekâletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin davada, davalı olabilecek kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığının değil, ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu- Mahkemece, HMK. mad. 119/b-2 uyarınca, davalı olabilecek tüm kişilerin kesin süre içerisinde tespit edilip bildirilmediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer almasının zorunlu olduğu, ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise davanın paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabileceği-
Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebileceği halde, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğunun kabul edileceği- Kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının tahsili için açılan davada asıl işveren ve alt işverenin ihtiyari dava arkadaşı olduğu-
Adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile miras nedeniyle alacak talebine ilişkin davanın niteliği, sonuçları ve HMK mad. 57 veya 166/4 anlamında bir bağlantı bulunmaması nedeniyle, bu davanın tefrik edilecek ayrı bir esasa kaydedilip sonuçlandırılması gerektiği– Ortağın ölümü ile adi ortaklık sona ermiş olup, davacı tarafça ortaklığın tasfiyesi ve bu durum sonucunda doğan alacaklarının istenebileceği, davacının tasfiye talebinde bulunduğu, davanın adi ortaklığın tasfiyesine, kar payı talebine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor