İcra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilşkin davada, Ticaret Siciline ya da Oda'ya kayıtlı olmamak tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemeyeceğinden davalının tacir olup olmadığının tespit edilip kira sözleşmesindeki muacceliyet şartının uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği- İcra Mahkemesince verilen tahliye kararına kendi kusuru ile sebep vermiş olan davacı kiracının erken tahliye nedeniyle anahtar teslim tarihinden itibaren makul süre kadar kira bedelinden sorumlu olduğu-
Davalının bir ticari işletmeyi kendi adına işletip işletmediği sorularak ve gerekirse zabıta marifetiyle bu hususta araştırma yaptırılarak doğrudan iflas istemine ilişkin davaya ilişkin bir karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesindeki muacceliyet şartının uygulanıp uygulanmayacağının davalının tacir olup olmadığının tespitinden sonra değerlendirilmesi gerekeceği-
HMK.'nda yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahısların, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlendiği, öte yandan, tacirden anlaşılması gerekenin, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olması olduğu, kooperatifin, ticaret şirketi olduğu ve tacir sayılması gerektiği-
Tacir sıfatını haiz borçlu, fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez ise de, kararlaştırılan cezai şartın tarafların ekonomik yönden yıkımına sebep olacak derecede fahiş olduğunun belirlenmesi halinde makul düzeyde indirim yapılabileceği, ne var ki davalının tacir sıfatını taşıyıp taşımadığının ve cezai şartın tenkisi koşullarının oluşup oluşmadığının da tartışılması gerekeceği-
Kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu- Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu'na göre esnaf sayılmasının, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmeyeceği, ticaret siciline ya da Oda'ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamanın da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemeyeceği-
Davalının tacir olması durumunda faizin hesabında TBK.nun 88 ve 120. maddesindeki sınırlamalar etkili olmayacağından, davalının tacir olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği-
Mahkemece, araştırma yapılıp davalının tacir olup olmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre yeni yasal düzenleme karşısında kira sözleşmesindeki muacceliyet şartının uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekeceği- Ceza dosyasındaki tanık anlatımları ile desteklenen kiracının kiralayana sarf ettiği beyan ve küfürlü söylemlerinin kira ilişkisinin çekilmez hale geldiğinin başlıca delili olduğu, artık davacı kiralayandan bu olumsuzluklara rağmen ilişkisine devam etmesinin beklenemeyeceği-
6217 Sayılı Yasa'nın geçici 2. maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasa'nın 53. maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanun'un' da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı-
Ayıplı olduğu iddia edilen makineye ait fatura örneği dava dışı şirket tarafından düzenlenmiş olup davalı cevap dilekçesinde "malın satıldığı şirketin ortağı olduğunu"  davacı ise -görevsizlik kararı veren Tüketici Mahkemesindeki  duruşmada- "estetisyen olduğunu ve güzellik merkezi sahibi olduğunu" beyan etmiş olup, davacı yönünden faaliyetinin ticari işletme düzeyine ulaşıp ulaşmadığı, davalının da tacir olup olmadığı üzerinde durularak görev hususunun çözülmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor