Yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmasının arandığı, sözleşmenin konusunun ticari iş olmasının, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermeyeceği-
Kira sözleşmesinde kiralananın işyeri olarak kullanılacağının kararlaştırılmış olması sebebi ile öncelikle mahkemece usulüne uygun olarak tacir araştırması yapılması; davalı tacir ise sözleşmede kararlaştırılmış artış şartının geçerli olduğu ve bunun tefe-tüfe ortalaması olarak belirlendiğinin düşünülmesi, tacir olmadığının belirlenmesi halinde ise artışın üfe oranını geçmeyeceği ve her iki halde de taleple bağlılık ilkesi gözönünde bulundurularak yapılan ödemelerin kira borcunu karşılayıp karşılamadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirket ile alacaklı banka tacir olduğundan, takibe konu bonoda yer alan yetki (kaydının) sözleşmesinin geçerli olduğu-
Davalı kiracının Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir olup olmadığı anlaşılamadığından, öncelikle bunun tespiti ile davalı tacir değilse kira başlangıcından 01.07.2012 ye kadar %20 artış oranı, 01.07.2012 den takip konusu yapılan döneme kadar ÜFE oranına göre aylık kira bedelinin belirlenmesi ve buna göre istenecek kira miktarının hesaplanması, davalı tacir ise kira sözleşmesinin başından itiberen sözleşmedeki %20 artış oranına göre kira artış miktarı ve buna göre takipte istenebilecek kira miktarının hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu uyuşmazlığın taraflarından davacı ASKİ'nin gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle, davalı şirket ise ticaret şirketi olması nedeniyle tacir sayılacaklarından, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevi içinde olduğu-
Davacının gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle, davalı şirket ise ticaret şirketi olması nedeniyle 6102 sayılı Kanunun 16/1.maddesi uyarınca tacir sayılacaklarından, davaya konu uyuşmazlığın davalının kullandığı atık su kullanımına (dayalı alacağa vaki takibe yönelik itirazın iptali istemine) ilişkin olduğu, bu haliyle uyuşmazlığın çözümünün Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevi içinde olduğu-
Davacı şirket işyerinde kullanılmak üzere davalı kurum ile elektrik aboneliği sözleşmesi akdettiğine göre, davacı tacir olduğundan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine tabi olmayacağı ve bu nedenle davacı tüketici olmadığından Tüketici Hakem Heyetine başvurmadan mahkemede doğrudan dava açılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı- Tüketici Hakem Heyet ve Mahkemelerinin sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimini gerçekleştirebileceği, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkilerinin genişletildiği ve sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiş olduğu- Elektrik Piyasası Kanunu'nda yapılan yasa  değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanacağı-
Yetki itirazına ilişkin olarak mahkemece, borçlunun 6102 s. TTK. mad. 12 anlamında "tacir" olup olmadığının araştırılarak ve yetki sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti ile bir karar verilmesi gerektiği-
"Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar" ile "kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve VUK. mad. 177/1, 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların "esnaf ve küçük sanatkar"; VUK'a istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların "tacir ve sanayici" sayılmalarının kararlaştırılmış olduğu- Kira alacağının ve işlemiş faiz alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece, davalı-kiracının "tacir" olup olmadığı hususu araştırılıp, davalının tacir olması durumunda faizin hesabında TBK. mad. 88 ve 120'de yer alan sınırlamalarının etkili olmayacağı gözetilerek faiz hesabı yapılması gerektiği-
Taraflar arasında akdedilen temsilcilik sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasına dayalı maddi tazminat istemi-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor