MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN > - Milletlerarası Usul Hukuku > - Yabancı Mahkeme ve Hakem Kararlarının Tenfizi ve Tanınması > Madde 50 - TENFİZ KARARI
Tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında; davacı erkeğin vatandaşlık kazanma amacı ile, davalı kadının ise para karşılığında bu evliliği yaptığı, yapılan evliliğin gerçek bir evlilik olmaması gerekçesiyle evliliğin hükümsüzlüğüne karar verildiği- Türk Medeni Kanunu'ndaki butlan sebepleri arasında, "vatandaşlık kazanmak için yapılan evlilikler"in sayılmamasının, kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyeceği-
Noksan dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden dava açılabileceği- İlk karar davanın esası hakkında değil yanız belli bir dava şartının yokluğu ilişkin olduğundan davalının bu yeni davaya karşı kesin hüküm itirazında bulunamayacağı- Yabancı mahkeme kararının tenfizi için kararının kesinleşmiş olmasının dava şartı olduğu-
Kısıtlama kararının tanınmasına ilişkin davaya Türk mahkemelerinde bakılabileceği- Kararının tanınması ve tenfizi istenildiğinden görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu-
Davacı vekili; kısıtlı adayının Almanya ... Mahkemesi kararı ile kısıtlanarak Almanya'da yaşayan birinin vasi atandığını, vasinin Almanya'da yaşaması nedeni ile Türkiye'de mirasbırakandan intikal eden hakların takibini yapamadığını açıklayarak vekil edeninin vasi atanmasını talep etmiş olup ortada davacı vekili tarafından tanınması ve tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının bulunmadığı, bu konuda dava açmaya zorlanmasınn da Yasanın amacına aykırı olacağı- Mahkemece, vesayete ilişkin hükümlerin kamu düzenine ilişkin olduğu ve kısıtlı adayı hakkında yurtdışında vasi atanmasına ilişkin kararın tanınması ve tenfizine ilişkin istek bulunmadığı göz önünde bulundurularak, yurtdışında bulunan kısıtlı adayının TMK. mad. 405 gereğince kısıtlanmasını gerektirir bir durumunun olup olmadığına dair bulunduğu ülkede istinabe yoluyla rapor alınması yoluna gidilmesi gerektiği-
Tenfizi talep olunan kararın davalıya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmişse kime, ne şekilde tebliğ edildiği, nasıl kesinleştiği, kararın tercümesinden anlaşılamadığından, Adalet Bakanlığı aracılığıyla yapılan tebligatlar araştırılıp Lahey Konvansiyonu hükümleri de değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında apostil şerhinin bulunmasının zorunlu olduğu; şerhin bulunmaması halinde, kararı veren devletten eksikliğin giderilmesi istendikten sonra davanın esasının inceleneceği-
Davacı tarafından tanınması ve tenfizi istenen kararların esas numaraları aynı olmakla birlikte tarihlerinin ve içeriklerinin farklı olduğu anlaşıldığından mahkemece tenfizi istenen her bir karar için aslı ve onanmış tercümesi ile kesinleşmesinin ve apostill şerhinin olup olmadığının değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-