TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri > - E. Genel işlem koşulları > Madde 20 - I. Genel olarak
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı- Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği, manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemeyeceği- İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı- Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği- Hakimin istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabileceği- Yoksulluk nafakasının yoksulluğa düşecek olan eş için verilen bir nafaka türü olup, söz konusu bu nafaka boşanma davası kesinleştikten sonra işlemeye başlayacağı- Yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafakanın kaldırılmasına karar verilebileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebileceği, diğer bir anlatımla iradın arttırılması veya azaltılması için tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesinin arandığı, evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu-
Sigorta rücu ilişkisinden doğan alacak istemi- Konşimentodaki yetki şartının genel işlem koşulu olup olmadığı- Genel işlem şartlarının, sözleşme taraflarından birinin, ileride kuracağı sözleşmelerde karşı akdine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşulları olduğu- Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için bazı unsurların gerçekleşmiş olmasının arandığı- Genel işlem şartlarının kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlandığı ve bu faaliyetin tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleştiği- Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için karşı âkdin bunların içeriğine etki edememiş olması gerektiği, kural olarak, bir sözleşmenin hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu sözleşme hangi Kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı- Genel işlem şartı nedeniyle yetki itirazının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasında imzalanan “ Direk Satış Noktası Sözleşmesi” tacirler arasında düzenlenmiş olduğundan davacının cezai şart ve ödenen katılım payının geri istenmesi taleplerinin Borçlar Kanunu genel işlem koşullarına aykırılık teşkil etmeyeceği-
Ticari sözleşmede "tek taraflı olarak fesih yetkisi"ne ilişkin hükmün tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, bu şartın genel işlem şartları uyarınca geçersiz olduğunun kabul edilemeyeceği-
Davacı dava tarihinde daha önce çalıştığı işten elde ettiği gelirden daha düşük gelir elde ediyorsa da, davacının boşanma kararı kesinleşmeden evvel söz konusu işten çıkartıldığı, davacının bu hususu temyiz konusu yapmadığı, bu duruma karşın davacının sırf boşanmayı sağlayabilmek için imzaladığı protokol gereğince iştirak nafakası ödemeyi kabul etmesi ve boşanma kararının kesinleşmesi sonrasında, eldeki dava tarihi arasında geçen kısa sürede müşterek çocuk lehine olan iştirak nafakasının kaldırılması-indirilmesi talebinin, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun ihtiyaçları karşısında, iyiniyet, sözleşmeye bağlılık ve sözleşmenin devamlılığı ilkeleri ile bağdaşmayacağı- Davacının önceki işindeki konumu ve mesleği itibariyle iş bulma imkanı değerlendirildiğinde, mahkemece, "nafakanın indirilmesi" talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-