Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde, mahkemece kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise, davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerektiği- "Satışa esas olmak üzere" ibaresiyle başlayan kıymet takdiri talebi ve bu kıymet takdiri için masraf yatırılmasının satış talebi ve bunun için yatırılmış bir avans olarak kabul edilemeyeceği- Avansa ilişkin makbuzda paranın satış ve kıymet takdiri için olduğu yazılı ise de, açıkça satış talebinde bulunulmadığından geçerli bir satış talebinin varlığından söz edilemeyeceği-
Satış talebinin, İİK. 106 ve İİK. 110. maddelerde öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürünce re'sen gözetmesi gerekeceği, satış talebinin, bu sürelerden sonra olması halinde, bu istemin reddedilmesi gerekeceği, satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen icra müdürünün satış talebini kabul etmesinin, bu hususun kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle süresiz şikayete tabi olacağı ve bu durumda haciz kalkmış olacağından yapılan ihalenin de feshi gerekeceği-
Borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine 2000 yılında konulan hacizler iki yıllık süre içinde satış istenmemesi nedeniyle düşmüş olduğundan, 2012 yılında bu taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin -taşınmazların 2010 yılında başkasına satılmış olması karşısında- kaldırılması gerekeceği-
Bütün alacaklıları ilgilendiren haciz, muhafaza ve satış masraflarının satış bedelinden öncelikle ayrılması gerekeceği, avukatlık ücretinin bu kapsamda olmadığı ve öncelikle ayrılmasının hatalı olduğu-Alacağın Fon tarafından temlik alındığı tarihte yürürlükte bulunan 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15/3 üncü maddesine göre Fonun, her türlü alacakları ve devraldığı alacaklarla ilgili olarak borçlu aleyhine 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılmış bulunan takipler ile alacağın tahsiline yönelik davalara kaldığı yerden devam edebileceği gibi, takibi devam ettirmekten ve/veya davanın takibinden feragat ederek devraldığı alacağın kaldığı yerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsiline de karar verebileceği-
Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesinin, süresiz şikayete tabi olduğu, bu durumda haciz kalkmış olacağından yapılan ihalenin feshi gerekeceği-
Haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan -6352 s. Kanunla yapılan değişiklik önceki- İİK. mad. 106 gereğince, taşınırların hacizden itibaren bir yıl, taşınmazların ise iki yıl içinde satılmasının istenebileceği; satışa hazırlık işlemleri tamamlanmadan alacaklının satış avansı yatırmak istenmesinde hukuki yararın olmadığı, mahkemece, iki yıllık sürenin dolmuş olması sebebiyle İİK. mad. 110 gereğince, anılan taşınmaz üzerindeki haczin kalktığı hususu dikkate alınarak, geçerli bir haciz olmaksızın yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Satış talebinin, İİK. 106 ve 110. maddelerde öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürünce re'sen gözetmesi gerekeceğini, satış talebinin, bu sürelerden sonra olması halinde, bu istemin reddedilmesi gerekeceği, satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesinin, bu hususun kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle süresiz şikayete tabi olacağı ve bu durumda haciz kalkmış olacağından yapılan ihalenin de feshi gerekeceği-
Haczin düşmemesi için -iki ve bir yıllık (şimdi; altı aylık ve bir yıllık) süre içinde- geçerli bir satış talebinde bulunulmuş olması yeterli olup, aynı süre içinde satışın da yapılmasının zorunlu olmadığı- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olduğu ve gerekçede yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi gerektiği-
Haciz tarihinden itibaren -İİK'nun 106 ve 110.maddelerinde öngörülen iki (şimdi;bir) yıllık satış isteme süresi geçtikten sonra (somut olayda; 804 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 22.02.2005 tarihinde haciz konulmuş olup alacaklı tarafından 16.08.2005 tarihinde satış talep edildiği satış isteme süresinden bakiye 18 ay 5 gün kaldığı, 13.10.2005 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 17.10.2005 tarihinde yeniden satış talep edildiği satış isteme süresinden bakiye 18 ay 1 gün kaldığı 02.12.2005 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 18.01.2006 tarihinde satış talep edildiği, satış isteme süresinden bakiye 16 ay 15 gün kaldığı 01.09.2006 tarihli satışın vazgeçme nedeniyle durdurulduğu, 09.04.2007 tarihinde satış talep edildiği, satış isteme süresinden bakiye 9 ay 7 gün kaldığı, akabinde arada satış isteme süresini kesen başka işlem yapılmayıp 09.04.2009 tarihinde satış talep edildiği, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde haciz tarihinden itibaren İİK nun 106-110.maddelerinde öngörülen iki yıllık sürenin geçtiği ve bu nedenle taşınmaz üzerindeki haczin düştüğü anlaşılmaktadır.) yapılan satış talebi üzerine gerçekleştirilen ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-