Davacının talebinin, davanın konusunu teşkil eden ve İİK 72. maddenin 2. fıkrasında yer alan icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı değil, dava konusu bono üzerine ödeme yasağı konulmasına ilişkin olduğu, bu durumda İİK 72/2 uyarınca ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığının irdelenmesi aşamasından sonra HMK. m. 389 ve devamı maddelerindeki genel düzenlemenin de değerlendirilmesinin isabetli olacağı- Sözleşme konusu bono üzerine ödeme yasağı konulması istemine ilişkin davada, mevcut ispat vasıtaları ile kabul halinde, işin esasına yönelik sonuç doğuracak şekilde hüküm tesis edilmiş olacaktır ki bunun doğru olmayacağı, ihtiyati tedbirin geçici bir hukuki koruma olduğu, bu talepte de davacının, yasa koyucunun belirlediği anlamda yaklaşık ispat koşulunu yerine getirmesi gerekeceği-
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki itiraz hususu HMK. 209'da özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde, bu konuda özel hüküm olan HMK. 209'un uygulanması gerektiği- Menfi tespit davasında, Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasında alınan Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü raporu dikkate alınarak, icra takibinin "teminatsız" olarak durdurulmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
İİK’nın 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan senedin sahte olarak oluşturulduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasında, tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanan uyuşmazlıkta; davacı taraf, senetteki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde iddiada bulunmakla birlikte, bu iddiasını "yaklaşık ispat" ölçüleri içinde ispata yarar delil ibraz etmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin doğru görüldüğü-
Davacının akciğer kanseri olduğu tedavide kullanılan ilacın Kurum tarafından bedeli ödenecek ilaçlar listesinde yer almadığını, ilaç bedelinin karşılanabilirliğinin güç olduğunu, davacının bu ilacı kullanması gerektiğini ileri sürerek tedavisi için aldığı ilaçların bedelinin Kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, ilacın bedelinin tedavi süresince Kurumca karşılanması için tedbir kararı verilmesi gerektiği-
Kiracılık sıfatının tespiti ile kiralanandan tahliyesinin tedbiren durdurulması konulu davada, davacının, taşınmazın tahliyesinin dava dosyası sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına, dava konusu taşınmazın kiracılık sıfatının ve kira ilişkisinin devam ettiğinin tespitine ve muarazanın önlenmesini talep ettiği, davalının, tahliyenin tedbiren durdurulmasına yönündeki kararın kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesinin ara kararında tahliyenin tedbiren durdurulmasına ilişkin verilen tedbir kararının kaldırıldığı, davalının istinaf talebinde dava kesinleşinceye kadar tedbiren tahliyesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, davacının ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden yerel mahkeme kararının tedbir talebinin kaldırılması yönündeki kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunduğu, dosyaya sunulan belediye mükellef hesap kartına göre 2015-2019 yılları arasında toplam yatırılan 30.420,00 TL'nin %15'i olan 4.563,00 TL tutarında teminat olarak yatırıldığı takdirde, dava konusu taşınmazdan tahliyenin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesinin gerektiği-
Konkordato talep eden borçlu lehine verilen teminat mektubunun, konkordato davasında, İİK mad. 287 vd. gereğince nakde çevrilmesinin engellenmesine yönelik tedbir karar verilemeyeceği-
Konkordato talep eden borçlu tarafından keşide edilen çeklere, çek kanunu ve ilgili mevzuat gereğince telafisi imkansız zararların oluşmaması adına karşılıksızdır şerhi verilmemesi yönünden tedbir kararının kabulü gerektiği-
Aynı uyuşmazlık hakkında başka bir dosyada ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği ve ihtiyati tedbire itirazın esas mahkemesince değerlendirilmesine karar verildiğinden aynı talep hakkında esas dava ve iki farklı mahiyette tedbir değerlendirme kararının oluştuğu ancak esas dava açıldıktan sonra ihtiyati tedbir talebinin ve itirazların esas mahkemesince değerlendirilmesinin gerekli olup değişik iş dosyası üzerinden karar verilmesinin yerinde görülmediği-
Davacının senetteki yazı ve imzaların sahte olarak düzenlendiği veya mevcut yazı veya imzalarda sahtecilik yapıldığı iddiasına dayanan uyuşmazlıkta; davacının bu iddialarını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği- HMK'nun 390. maddesine göre hakimin ihtiyati tedbire karar verebilmesi için talep edenin haklılığını "yaklaşık ispat" kuralı çerçevesinde ispat etmesi arandığı ve davacı tarafça yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin doğru görüldüğü-
İİK'nın 296. maddesine göre; konkordato talep eden ile sözleşme ilişkisi içerisinde bulunan karşı taraf, aralarında bulunan sözleşme ilişkisini, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdiremeceği gibi, taraflar arasında ki sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunsa da, bu hükmün uygulanmayacağı, konkordato talep eden şirketlerin, konkordato talep tarihinden önce doğmuş elektrik, su, doğalgaz, internet ve telefon gibi borçlarından dolayı bu hizmetleri sağlayan şirketlerin sırf bu nedenle sözleşmeyi feshederek konkordato talep eden davacılara bu hizmetleri sunmaktan kaçınamayacağı, davacı şirketler, konkordato talep tarihine kadar bu hizmetleri sunan şirketlerden hizmet almaya devam etmiş olup; konkordato talep eden şirketlere, bu hizmetleri sunan şirketlerin, konkordato talep tarihine kadar ki borçlarından dolayı hizmeti ifadan vazgeçmeyip sırf konkordato talep edildiği gerekçesi ile bu hizmetleri ifadan kaçınamayacağı, konkordato talep eden şirketler ile bu hizmeti sunanlar arasında düzenlenen sözleşmenin, sözleşme süresinin sona ermesi sebebiyle veya sözleşmede bulunan başka bir sebeple sona erdiği ispat edilmiş olmasa, konkordato talep edenler, konkordato talep tarihinden önce doğduğunu iddia ettikleri elektrik, su, doğalgaz, internet ve telefon borçlarından dolayı, bu hizmetlerin kesilmesini tedbiren talep edip edemeyeceği noktasındaysa; HMK'nın 390/3 ve 391/2 b ve c fıkralarına göre, tedbir talep eden ilgilinin, ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça ve bunun dışında; tedbir talebinin hangi sebebe dayandığını, neyin üzerine tedbir konulacağını da ifade etmesi gerektiği, konkordato talebinden önce ne kadar borcu olduğunu dahi belirtmeden hizmet aldığı bütün şirketler aleyhine tedbir talebinde bulunulmasının yasal düzenlemelere aykırı olduğu, hizmet aldığı şirketin bu hizmeti konkordato talebinden önceki borçtan dolayı keseceğini veya kestiğini açıkça ifade ederek, iddiasını somutlaştırarak tedbir talebinde bulunması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor