Aynı uyuşmazlık hakkında başka bir dosyada ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği ve ihtiyati tedbire itirazın esas mahkemesince değerlendirilmesine karar verildiğinden aynı talep hakkında esas dava ve iki farklı mahiyette tedbir değerlendirme kararının oluştuğu ancak esas dava açıldıktan sonra ihtiyati tedbir talebinin ve itirazların esas mahkemesince değerlendirilmesinin gerekli olup değişik iş dosyası üzerinden karar verilmesinin yerinde görülmediği-
Davacının senetteki yazı ve imzaların sahte olarak düzenlendiği veya mevcut yazı veya imzalarda sahtecilik yapıldığı iddiasına dayanan uyuşmazlıkta; davacının bu iddialarını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği- HMK'nun 390. maddesine göre hakimin ihtiyati tedbire karar verebilmesi için talep edenin haklılığını "yaklaşık ispat" kuralı çerçevesinde ispat etmesi arandığı ve davacı tarafça yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin doğru görüldüğü-
İİK'nın 296. maddesine göre; konkordato talep eden ile sözleşme ilişkisi içerisinde bulunan karşı taraf, aralarında bulunan sözleşme ilişkisini, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdiremeceği gibi, taraflar arasında ki sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunsa da, bu hükmün uygulanmayacağı, konkordato talep eden şirketlerin, konkordato talep tarihinden önce doğmuş elektrik, su, doğalgaz, internet ve telefon gibi borçlarından dolayı bu hizmetleri sağlayan şirketlerin sırf bu nedenle sözleşmeyi feshederek konkordato talep eden davacılara bu hizmetleri sunmaktan kaçınamayacağı, davacı şirketler, konkordato talep tarihine kadar bu hizmetleri sunan şirketlerden hizmet almaya devam etmiş olup; konkordato talep eden şirketlere, bu hizmetleri sunan şirketlerin, konkordato talep tarihine kadar ki borçlarından dolayı hizmeti ifadan vazgeçmeyip sırf konkordato talep edildiği gerekçesi ile bu hizmetleri ifadan kaçınamayacağı, konkordato talep eden şirketler ile bu hizmeti sunanlar arasında düzenlenen sözleşmenin, sözleşme süresinin sona ermesi sebebiyle veya sözleşmede bulunan başka bir sebeple sona erdiği ispat edilmiş olmasa, konkordato talep edenler, konkordato talep tarihinden önce doğduğunu iddia ettikleri elektrik, su, doğalgaz, internet ve telefon borçlarından dolayı, bu hizmetlerin kesilmesini tedbiren talep edip edemeyeceği noktasındaysa; HMK'nın 390/3 ve 391/2 b ve c fıkralarına göre, tedbir talep eden ilgilinin, ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça ve bunun dışında; tedbir talebinin hangi sebebe dayandığını, neyin üzerine tedbir konulacağını da ifade etmesi gerektiği, konkordato talebinden önce ne kadar borcu olduğunu dahi belirtmeden hizmet aldığı bütün şirketler aleyhine tedbir talebinde bulunulmasının yasal düzenlemelere aykırı olduğu, hizmet aldığı şirketin bu hizmeti konkordato talebinden önceki borçtan dolayı keseceğini veya kestiğini açıkça ifade ederek, iddiasını somutlaştırarak tedbir talebinde bulunması gerektiği-
Konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olduğu, arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Çalışma olgusu ortada olan, ücret alacağı ve kıdem tazminatı talep eden davacının alacaklarının ödendiğinin ispat külfetinin işverene ait olduğu- Geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olduğundan, ihtiyadi tedbir mahiyetindeki ihtiyadi haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati tedbirde asıl olanın, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın varlığının ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunması olduğu- İhtiyati tedbir kararının verilmesinin amacı, müddeabihi dava sonunda kararın kesinleşmesine kadar korumak olduğu- Verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerektiği-
Ön sözleşme, sonraki tarihli protokoller ve yapılan ödemeler bir arada değerlendirildiğinde yapılması planlanan proje ilk sözleşmede öngörülen süre içerisinde başlanıp tamamlanamadığı gibi alınan idari kararların projenin başlaması-bitirilmesi ve kapsamını etkileyecek nitelikte olduğu konusunda sunulan belgelere göre, sözleşme koşullarının değiştiği iddiasındaki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmiş olduğu, sözleşmede kararlaştıran ve hisse devri için öngörülen hasılat paylaşımı ibarelerinin, sözleşme niteliğine göre yargılama aşamasında iddia ve savunmalarla değerlendirileceği kanaatiyle, karar tarihi itibariyle verilen ihtiyadi tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Davacı taraf, davalının konkordato ilan edeceği veya iflas isteyeceği konusunda söylentilerin olduğunu, davada alacağın güvence altına alınmaması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde imkansız hale gelebileceğini, halen delillerin toplanması ve bilirkişi raporu alınması aşamasına gelinmediğini, acil olarak geçici koruma tedbirine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, tapu kayıtları üzerine müflis Limited Şirketi lehine süresiz olarak geçici kanuni ipotek hakkının tesciline karar verilmesini talep etmiş olup davacı tarafın geçici tescil talebinin niteliği itibariyle geçici hukuki korumalardan ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu ve davada henüz delillerin yeterince toplanmadığı, yaklaşık ispatın temin edilemediği anlaşıldığından ve mahkemece her zaman toplanan delillerin değerlendirilip HMK'nın 389 ve devamı maddelerindeki şartlar göz önüne alınarak geçici şerh talebi hususunda bir karar verilebileceğinden talebin bu aşamada reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Menfi tespit davasında davacının iddiası soyut bir iddia olmaktan çıkıp somut bir hal aldığında yani takibe konu senedin sahte olduğunun ceza mahkemesi ile yargılaması ortaya çıkması veya somut olayda olduğu gibi senet üzerindeki hem rakam hemde yazılarda oynandığı gözle dahi görülür ise davacının telafisi güç zararlara uğramaması için HMK'nın 209/1. maddesi ile HMK 389 vd. maddeleri nazara alarak takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olduğu-
HMK'nun 390.maddesine göre hakimin ihtiyati tedbire karar verebilmesi için talep edenin haklılığını "yaklaşık ispat" kuralı çerçevesinde ispat etmesi arandığı, davacı tarafça yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde dosyaya herhangi bir delil ibraz edilmediği, bu nedenle, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor