Özel bir laboratuvardan alınan gübre analiz raporunun yaklaşık ispata yönelik yeterli görülemeyeceği anlaşıldığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasında her hangi bir isabetsizlik görülmediği-
Dava açılmadan önce talep edilen ve değişik iş dosyası üzerinden karara bağlanan ihtiyatî tedbir veya ihtiyatî haciz talepleri hakkında, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı- Zorunlu arabuluculuk kapsamında olan bir uyuşmazlık söz konusu olsa dahi arabulucuya başvurulmadan doğrudan değişik iş dosyası üzerinden geçici hukukî koruma talep edilebileceği, ancak, dava ile birlikte talep edilen ve esas dosyası üzerinden karara bağlanan ihtiyatî tedbir veya ihtiyatî haciz taleplerinin ise, dava şartı olan arabuluculuk bakımından asıl davaya tâbi olduğu- Zorunlu arabuluculuğa tabi bir davada, arabulucuya başvurmadan tedbir talepli olarak dava açılmışsa, mahkemenin davayı usulden reddetmesi ve aynı gerekçeyle tedbir talebini de reddedilmesi gerektiği- Esas hakkındaki dava için zorunlu olan arabuluculuk dava şartından, bu dava içerisinde istenilen geçici hukukî himaye talepleri de etkileneceği- Eldeki çek istirdatına ilişkin davanın dava şartı (zorunlu) arabuluculuk kapsamında kaldığı ve esas hakkındaki dava için zorunlu olan arabuluculuk dava şartından, bu dava içerisinde istenilen geçici hukukî himaye talepleri de etkileneceğinden, Mahkemece dava şartı olan arabuluculuk yönünden bir inceleme ve araştırma yapılmadan, bu konuda bir karar verilmeden, tedbir taleplerinin esasının incelenmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğu-
Davaya konu Lenvima isimli ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre özellikle sürekli olarak daha etkin ve daha yararlı olduğunun ve kullanılmasının tıbben zorunlu bulunduğunun, ilacın kullanılmaması halinde bu durumun davacının sağlığında ciddi, hızlı ve geri dönüşü olmayan bir bozulmaya ya da ölüme ya da yaşam beklentisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya sebep olacağı-
Kaçak elektrik kullanımının çeşitli yöntemlerle yapılabilmesi nedeniyle tespit işlemleri için farklı usuller ve buna bağlı olarak yapılacak çeşitli işlemler öngörüldüğünden, her uyuşmazlıkta somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği- Elektrik abonesinin kaçak elektrik kullandığı tespiti üzerine ilgili mevzuat uyarınca tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle yapılan ihtiyati haciz başvurularında; somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerden, alacağın ve İİK 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının varlığı kanaatine varan mahkemenin, ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verebileceği-
İhtiyati tedbir talep eden öğrencinin Anayasal eğitim hakkına uluşmasının sağlanması taraflar arasında bir önceki Eğitim yılında ilk kez yapılan veya yenilenen Eğitim sözleşmesi hükümleri de gözetilmek suretiyle ihtiyati tedbir talep eden öğrenci yönünden aleyhine tedbir talep edilen Üniversite Mütevelli Heyeti tarafından tek taraflı olarak resmi nitelikteki 2023 yılı tüketici fiyat endeksinin çok üzerinde arttırımla belirlenen 2023-2024 eğitim yılı ücretim yatıramaması halinde 2023-2024 eğitim Yılı kaydının yapılamaması halinde ihtiyati tedbir talep eden öğrenci yönünden bir yıl boyunca eğitim alamaması sonucunun doğması nedeniyle telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasının önlenmesi için sadece aleyhine ihtiyati tedbir talep eden üniversitenin belirlediği ve ilan ettiği kayıt yenileme tarihlerinde 2023-2024 eğitim yılı kaydının yapılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin yasal şartlarının oluştuğu-
Davalı idarenin, rızası dışında davacıyı il dışı işyeri değişikliği işleminin dava sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün durdurulması, yasa ve toplu iş sözleşmesi hükmüne aykırı olarak tespit edilen disiplin kurulu kararının iptali istemli davada; istenilen tedbirin ilk derece mahkemesince HMK. m. 389 kapsamında değerlendirilmesi isabetli ise de ihtiyati tedbir talebinin reddinin isabetli olmadığı-
Şirket aleyhine açılmış olan haklı sebeplerle ortaklıktan çıkma, mümkün olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi ve ayrılma akçesi ödenmesi istemiyle açılan davada, ihtiyati tedbir yoluyla şirket yönetimine kayyım atanmasına karar verilmesi talebinde bulunulmuşsa da henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı gözetildiğinde yaklaşık ispat koşulunun şimdilik bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın doğru bulunduğu-
Kambiyo senedi niteliğinde olan çek düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade edip, bedelsizlik iddiası keşideci davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi defii olup, davanın tarafları dışındaki iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden ödeme aracı olan çeklerin tedavül kabiliyetini ortadan kaldıracak ve davanın tarafları dışında üçüncü kişileri bağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceğinden davaya konu çekler hakkında üçüncü kişileri de bağlayacak şekilde çeklerin ödenmesini engeller ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir konulamayacağı- Temel ilişkinin tarafları yönünden; çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun ifası amacıyla verildiğinin kabul edildiği, davacının, bu çekler karşılığındaki edimlerini eksiksiz ifa ettiğini ve çeklerin bedelsiz kaldığını ispat etmesi gerektiği, eldeki davada da dosyanın mevcut kapsamı itibariyle yargılamanın henüz başı olup, ispat hususu yargılamayı gerektirdiğinden, bu konuda henüz yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir talebinin yasal koşulları oluşmadığından yerel mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemece özel hüküm olması nedeniyle İİK’nun m.72/3 hükmü gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, HMK’nun 389’uncu maddesine dayalı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
HMK. m. 389/1'e göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği- HMK. m. 390/3'e göre, tedbir talep edenin, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorunda olduğu, buradaki ispatın ölçüsünün, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirleneceği- Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalinin de gözetilmesi gerektiği, bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alındığı- Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakimin, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemesi gerektiği, bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesinin ve ihtiyati tedbirin amacının hakim tarafından gözetilmesinin gerekli ve zorunlu olduğu- İİK 72.m. uyarınca açılan menfi tespit davalarında da ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken HMK 389 vd. m. hükümlerinin dikkate alınması gerektiği-