Genel iflas yoluyla takibe vaki itirazın kaldırılması ve borçluların iflası istemine ilişkin davada, davacının davasını dayandırdığı 20.05.2015 ve 03.06.2014 tarihli taahhütnamelerde 3. kişi ediminin taahhüt edildiği ancak bu edimin açılan davaların kazanılarak tahsil edilmesi şartına bağlandığı, iflas masasının 04.02.2019 tarihinde aldığı kararın haksız azil niteliğinde olduğunun kabulünde isabet bulunduğu, ancak bu taahhütnameler uyarınca dava dışı ... A.Ş.’nin haksız azilden kaynaklanan borcunun doğrudan üstlenilmediği, davacının iflas masası tarafından açılan davaların kazanılmasına müteakip eldeki talebin ileri sürülebilmesinin mümkün olduğu henüz bu şart gerçekleşmediğinden davanın reddinde isabetsizlik bulunmadığı-
İtiraz ve şikayet sebepleri farklı olduğundan derdestlikten söz edilemeyeceği-
Her ne kadar davacı, eldek dava dosyasına sunulan dava dilekçesi dikkate alındığında, davacı 2004 sayılı İİK'nin 156/1. maddesi uyarınca davalı şirkete öncelikle depo kararı çıkarılarak depo kararına rağmen borcun ödenmemesi durumunda davalı şirketin iflasına karar verimesini talep etmişse de, anılan madde uyarınca eldeki dava için icra takibinin kesinleşmesinin dava şartı olduğu- Davalının icra takibine süresinde ve geçerli bir itirazının bulunduğunun anlaşıldığı- Davacının, yargılama sırasında talebini ıslah ederek davasını itirazın kaldırılması ve iflas talebine de dönüştürmediği, bu nedenle iflas davasının görülmesi şartlarının da gerçekleşmediği- 2004 sayılı İİK'nin 156/1. maddesinde düzenlenen iflas davasının görülmesi koşullarının oluşmadığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak mahkemece verilen direnme kararının açıklanan gerekçeler karşısında yeterli olduğu-
Otel Kiralama Sözleşmesi'nin bedeli olarak alınan çeklerin ikisinin karşılıksız çıkmasından dolayı açılan davalının iflası ve itirazın kaldırılması talepli davada, bilirkişi incelemesi sonrasında davalının davacıya borçlu olduğu rakamın açıkça belirli olduğu, bu nedenle, davalı tarafça dosyaya sonradan sunulan delillerin savunmanın genişletilmesi mahiyetinde bulunduğu, anılan bedelin 7 gün içerisinde depo edilmesi için kesin süre verilmesine rağmen depo kararının yerine getirilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına ve davalının iflasına dair verilen hükmün onanması gerektiği-
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; alacağı kambiyo senedinden kaynaklanan davacının kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takip yapmak zorunda olmadığı, genel iflas yoluyla da takip yapabileceği, davalının talebinin İİK 'nın 155. maddesine dayalı iflas talebine ilişkin olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, davalıya gönderilen depo emrine rağmen davalı tarafça borcun depo edilmediği gerekçesiyle, davalı şirketin iflasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İflas talebinin ilanına ilişkin metin içeriğinde "duruşma gün ve saatine yer verilmeden" yargılamanın sürdürülmesi ve hüküm kurulması halinde, müdahillerin adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenme hakkı kısıtlanmış olacağı-
İflas yoluyla adi takipte iflas ödeme emri bizzat davalı şirkete tebliğe çıkarılmış ancak tebliğ işlemi gerçekleştirilemediğinden iade edilmiş, borçlu vekili tarafından verilen mal beyanı dilekçesinde iflas ödeme emrini tebellüğ ettiklerini bildirmiş ise de, iflas ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edilmemesi sebebiyle davalı borçlu hakkında kesinleşmiş iflas yoluyla takip bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı herhangi bir belgeye dayanmaksızın takip başlatabileceği gibi, bilirkişi raporlarına dayalı olarak da, raporları takip talebi ekinde icra dairesine tevdii etmek ve ödeme emri ekinde borçluya tebliğ etmek kaydıyla, takip başlatabileceği ve bu şekilde takip yapılmasına dair yasal bir engel bulunmadığı - iflas yoluyla ilamsız takip yapabileceği -
Mahkemece; içeriği benimsenen ve usulüne uygun olarak düzenlenmiş olduğu anlaşılan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan rapor göz önünde tutularak imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı-
İflas yolu ile adi takipte her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunlu olup, borçlunun imza itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapması gerekirken, icra mahkemesi nezdinde imza itirazında bulunmasının hukuki sonuç doğurmayacağı-