Akıl hastası olan kadının hareketleri iradi olmadığından "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebebine dayanarak açılan davada erkeğin vefatı sonrasında kadının kusurlu olduğunun tespitine yönelik karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı erkeğin hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemeyeceği ve TMK. mad. 166/1 uyarınca "evlilik birliğinin sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemeyeceği- Davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve vesayet altına alındığı, hastalığı nedeniyle çalışamadığı ve babasının yardımı ile geçindiği, herhangi bir malvarlığı ve gelirinin bulunmadığı, ekonomik durumunun nafaka ödemesine imkan sağlayacak nitelikte olmadığı anlaşıldığından, kendisi bakıma muhtaç davalının davacı kadına yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası ödemesine karar verilemeyeceği- Davalının TMK. mad. 405 gereğince, kısıtlanmış olması nedeniyle davranışlarının iradiliğinden söz edilemeyeceği ve kendisine bu nedenle kusur yüklenilebileceği- TMK. mad. 174/1-2 koşulları davada gerçekleşmediğinden, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiği-
Akıl hastalığı hukuksal sebebine dayanan boşanma davasında, davalının ruhsal rahatsızlığının ve bu hastalığın geçmesine tıbben olanak bulunup bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmesi gerektiği-
Türk Medeni Kanunu'nun 165.maddesi uyarınca, eşlerden birinin yakalandığı akıl hastalığı nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için, bu hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi yanında akıl hastalığının diğer eş için çekilmez hale geldiğinin ayrıca kanıtlanması gerektiği-
Davalı erkek akıl hastası ve kısıtlanmış olup, akıl hastalığına (TMK. mad. 165) dayalı açılmış bir dava olmadığından ve davalının hareketleri iradi olmadığından, TMK. mad. 166/1 uyarınca “evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayanarak boşanmaya karar verilemeyeceği-
Davalı-davacı kocanın iki ayrı sebeple açtığı boşanma davasında, her iki sebebe dayalı olarak hüküm fıkrasında olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekeceği-
Akıl hastalığı, evlenme akdinin mutlak butlanla batıl olduğu hallerden olmasına karşın davalı kadının evlilik akdinin icrası sırasında da akıl hastası olmasının, akıl hastalığına dayalı boşanma davası açılmasına engel oluşturmayacağı-
Boşanma kararına dayanak yapılan hastane raporunun hüküm vermeye yeter nitelikte olmadığı, bu sebeple davalının akıl hastalığının geçmesine olanak bulunup bulunmadığı yönünün araştırılması için her iki hastane raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekeceği-
4721 sayılı TMK.mad. 175 gereğince boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, aynı kanunun 176/4.maddesi gereğince de tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği- Nafaka iradının, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabileceği, ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemenin hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzettiği, bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunmasının da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmayacağı- Edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşullarının değişen koşullara uyarlanacağı, buna göre, sözleşenlerin eğer gelişmeleri baştan kestirebilselerdi, sözleşmeyi bambaşka koşullarla kurmuş olacakları söylenebiliyorsa, ayrıca, beklenmeyen gelişme yüzünden sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla olduğu gibi katlanmak taraflardan biri için özveri sınırının aşılması anlamına geliyorsa, nihayet, yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemiyorsa, sözleşmeye hakimin müdahalesi gerekebileceği-
Akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi, alınan rapora göre karar verilmesi gerekeceği-