İİK. mad. 89'dan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada bilirkişi raporunun son celse taraflara okunduğu, öncesinde davalı tarafa usulünce tebliğ edilmediği, davalı vekilinin rapora karşı beyanda bulunmak üzere süre talep etmesine rağmen tahkikat duruşmasına son verilerek sözlü yargılamaya geçildiği ve uyuşmazlığın esası hakkında karar verildiği anlaşıldığından, davalı tarafın hukuki dinlenilme ve savunma hakkını sınırlar mahiyette, bilirkişi raporları tebliğ edilmeden ve itiraz süresi beklenmeksizin yine tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma hakkı tanınmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemi-
Davalı şirket vekiline hükme esas alınan kusur ve hesap bilirkişi raporu tebliğ edilmeden davanın esası hakkında karar verilmek suretiyle davalı tarafın itiraz ve savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Davalı tarafın HMK'nun 147/1 maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesi, HMK’nun 280.maddesi (HUMK’nun 282. mad.) gereği bilirkişi raporlarının usule uygun şekilde tebliğ edilerek itirazlarını sunması için süre ve imkan verilmesi, bu hususta gerekirse HMK’nun 145. maddesinin de göz önünde tutulması, ondan sonra tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
İki haftalık bilirkişi rapruna itiraz süresi dolmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, bilirkişi raporlarının davalıya usule uygun şekilde tebliğ edilmesi ve itiraz süreleri beklenerek davalının itiraz hakkını kullanması sağlanmak suretiyle savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalının itiraz ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davalıya kusur ve tazminata ilişkin bilirkişi raporlarının usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve raporlara karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Fazla çalışma yaptığını, genel tatil ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu- Ücret bordrolarına ilişkin kuralların burada da geçerli olduğu- İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu- Bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının ödendiğinin varsayılacağı- İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili çalışması olup olmadığının araştırılması gerektiği-