İki tarafın da tüketici sıfatına haiz olmadığı davanın tüketici mahkemesinde değil genel mahkemede görülmesi gerektiği-
Davacı ve davalının tacir olduğu, davacının tüketici konumda olmadığı ve davacı tarafça telefonun şirket sahibinin kullanımı için satın alındığı beyan edilmiş ise de fatura davacı şirket ile davalı şirket arasında düzenlendiği gibi telefonun davacı şirketin sahibinin eşi tarafından kullanıldığına ilişkin davacı beyanı dışında bir bilgi ve belge bulunduğu uyuşmazlıkta davacı 4077 sayılı Kanunun mad. 3 uyarınca tüketici tanımına uymadığından, taraflar arasında 4077 sayılı Kanun kapsamında kalan bir ilişkinin mevcut olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerektiği-
Davacı düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici konumunda olup bu sözleşme ile dava konusu bağımsız bölümün bulunduğu taşınmazda eser yapma edimini üstlenmiş ancak edimini yerine getiremediğinden düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin devri sözleşmesi ile tüm hak ve yükümlülüklerini davalı yükleniciye devretmiş bu devrin karşılığı olarak aynı gün davacıya, yapmış olduğu inşaatın imalat bedeli olarak dava konusu bağımsız bölümün satışı vaat edildiğinden davacı taraf önceki yüklenici olup 4077 sayılı Kanun'un 3. maddesinde belirlenen anlamda bir "tüketici" olmadığı-
Eser sözleşmelerinin, 6532 s. TKHK’da tüketici işlemlerinden sayılmakla birlikte, bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibi açısından güdülen amacın kullanmak için konut edinmek olmadığı, güdülen amacın arsanın değerlendirilmesi, yapılan daireleri satma veya kiraya vermek olduğu dikkate alınarak, görevli mahkemenin ‘tüketici’ değil, ‘ticaret’ mahkemesi olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Kredi kartı alacağı nedeniyle banka tarafından kart hamili aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davasının tüketici mahkemesinde görüleceği-
Salt kullanma ve tüketme amacıyla yapılan, basit nitelikteki (kullanacağı evi için dolap yaptırmak, badana-boya yaptırmak, şahsi aracını tamir ettirmek...vb. gibi) dar kapsamlı olağan tüketim işlemini konu alan eser sözleşmelerinin, 6502 sayılı Tüketici Kanununun kapsamına girdiği (mad. 3/l.); arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davaların bu kapsamda kabul edilemeyeceği; tarafların tacir olmadığı, buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı anlaşıldığından ve TTK'nın 4/1. maddesinde TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı gözetilerek uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince çözülmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davalarında, 6502 sayılı Yasa kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı, davalı yüklenici tacir olup, arsa sahibi davacının tacir olmadığı, buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı, 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı gözetilerek göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bir hukuki işlemin sadece 6502 s. K.’da düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmeyip aynı zamanda taraflardan birinin tüketici olması gerektiği- Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da 6502 s. K. kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekip, davacı, yasada tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu işlem de tüketici işlemi niteliğinde olmadığından; davaya bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil ve tazminat istemlerine ilişkin davada, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olup arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden doğan uyuşmazlığın 6502 sayılı kanuna göre Tüketici Mahkemelerinde değil genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği-
6502 sayılı TKHK'nun m. 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği; amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı; anılan maddedeki "tüketici" tanımına uymadığı; taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amacın, salt kullanmak için konut edinmek olmadığı; arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılması ve edinilecek daireleri satma veyahut kiraya verme sureti ile değerlendirileceği; bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü ticari saikinin, TKHK'nda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu; taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilmesi, kapsamı ve karmaşıklığı da dikkate alındığında, salt kullanma ve tüketme amacıyla yapılan, basit nitelikteki (kullanacağı evi için dolap yaptırmak, badana-boya yaptırmak, şahsi aracını tamir ettirmek...vb. gibi) dar kapsamlı olağan tüketim işlemini konu alan eser sözleşmelerinin, TKHK. m. 3/l kapsamına girdiği ve Tüketici Mahkemelerince bakılmasınının öngörüldüğü- Bu durumda mahkemece, somut uyuşmazlığın TKHK kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı; davacı yüklenicilerin tacir olup, arsa sahibi davalıların tacir olmadığı, TTK'nın 4/1. maddesinde TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı- HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği; HMK'nın 114/1-c ve115/2 madde hükümleri gereğince anılan yasal düzenleme gözönünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-