İhtiyati tedbir talep eden öğrencinin Anayasal eğitim hakkına uluşmasının sağlanması taraflar arasında bir önceki Eğitim yılında ilk kez yapılan veya yenilenen Eğitim sözleşmesi hükümleri de gözetilmek suretiyle ihtiyati tedbir talep eden öğrenci yönünden aleyhine tedbir talep edilen Üniversite Mütevelli Heyeti tarafından tek taraflı olarak resmi nitelikteki 2023 yılı tüketici fiyat endeksinin çok üzerinde arttırımla belirlenen 2023-2024 eğitim yılı ücretim yatıramaması halinde 2023-2024 eğitim Yılı kaydının yapılamaması halinde ihtiyati tedbir talep eden öğrenci yönünden bir yıl boyunca eğitim alamaması sonucunun doğması nedeniyle telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasının önlenmesi için sadece aleyhine ihtiyati tedbir talep eden üniversitenin belirlediği ve ilan ettiği kayıt yenileme tarihlerinde 2023-2024 eğitim yılı kaydının yapılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin yasal şartlarının oluştuğu-
Davalının Covid-19 pandemisi nedeniyle uçuşların tehlikeli hale geldiği iddiasıyla bilet ücretlerinin iadesi için Maltepe İlçe Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı’na yaptığı başvuru, uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemelerinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle tüketici hakem heyeti kararının görev yönünden iptaline karar verildiği ve hükmün kesin olduğunun anlaşıldığı, Adalet Bakanlığınca, davalının ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket ederek aldığı biletlerin iadesine ilişkin olduğu anlaşılan uyuşmazlığın kanun yararına temyiz isteminde bulunulduğu, tüketici hakem heyeti kararının görev yönünden iptaline karar verilmesinin doğru görülmediği ve kanun yararına bozulması gerektiği-
Yanlış tıbbi tedavi sebebine dayalı tazminat davasında, hem davalı üniversite yönünden, hem de davalı doktorlar yönünden, davacının davalı doktorların kişisel kusuruna da dayanmasına göre, dava konusu eylemden dolayı davacının uğradığı zararın, davalıların kişisel kusuru nedeniyle gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken; davalı üniversite yönünden yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, davalı doktorlar açısından ise husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı vekillerinin ortak imzalı istifa dilekçelerinin, davacı asile usulüne uygun tebliğ edilmesi ve bu şekilde yargılamaya devam edilmesi gerekirken; istifa dilekçesi ekli ve duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmeden davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kat irtifakı kurulmayan ancak fiili paylaşım bulunan taşınmaz ve üzerindeki tesisin kullanımına yönelik sözleşmeden kaynaklanan aidat alımının iptali, paylı mülkiyete konu taşınmazda gerekli önlemlerin alınması ve kayyım tayini istemi-
Araç tamirini konu alan eser sözleşmesinin ayıplı ifası sebebiyle uğranılan maddi zararın tazmini istemi-
Mesleki veya ticari amaçla hareket etmeyen kişilerle vekalet verdikleri avukat arasında doğan uyuşmazlığa tüketici mahkemesinde bakılacağı-
Davacıların trafik kazası sonucu hukuken yapılması gereken takip ve işleri yürütmek üzere vekil kıldığı davalı avukata karşı, sebep olduğunu iddia ettikleri zararın tazmini yönünde açılan davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu- Avukatın verdiği hizmette tüketici hukuku anlamında sağlayıcı sıfatını haiz olduğu, avukatın sunduğu hizmet, müvekkilinin tüketici sıfatını taşıması ve bu suretle vekâlete ilişkin hukuki münasebetin tüketici işlemi vasfında olması durumunda, taraflar arasında doğan ihtilafların da tüketici mahkemelerinde (miktar sınırına göre tüketici hakem heyetlerinde) çözümleneceği- "Avukatlık sözleşmelerinin 6502 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği, avukatın satıcı/sağlayıcı olarak değerlendirilmesinin avukatlık mesleğinin vasfına uygun olmayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Müvekkilin tüketici sıfatını taşıması halinde, avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan davanın tüketici mahkemelerinde görüleceği-
Somut olayda, davalı konut yapı kooperatifi olup tüketici vasfının olmadığı- Keza davacı emlak komisyoncusu ise de, kooperatif tüketici olmadığından taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı TKHK kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemelerin görevli olduğu- Öte yandan simsarlık sözleşmesi ilişkilerinin tüketici yasası kapsamına alınması, taraflardan birinin tüketici olmadığı davanın tüketici mahkemesinde görülmesi sonucunu doğurmayacağı-